KİTAP TAVSİYESİ : “Yeni Derin Devlet” /// YAZAR : ECEVİT KILIÇ


“Yeni Derin Devlet”

Kirli Kramponlar, Özel Harp Dairesi ve JİTEM isimli kitaplarıyla tanınan Ecevit Kılıç’ın yeni kitabı “Yeni Derin Devlet" Doğan Kitap’tan çıktı.

Ecevit Kılıç, ‘Yeni Derin Devlet’ kitabında, güvenlik bürokrasisinde farklı çizgileriyle dikkat çeken bir grup devlet görevlisinin "PKK’yı dağdan indirme" projesini 2005 yılında hayata geçirmesi ile aynı dönemde ortaya çıkan ve bu projenin başarısız olması için var gücüyle çalışan yeni derin devletin perde arasını aralıyor.
Ve bu mücadele 2013 yılına kadar sürüyor.
Etkileri ise bugünlere kadar geliyor.
Ecevit Kılıç’ın “Yeni Derin Devlet” olarak tanımladığı yapının bu dönemdeki faaliyetlerinin bilinmeyenlerini çok sarsıcı bilgilerle aktarıyor kitap.
Aynı zamanda devlette ve siyasette yaşanan kırılmaların perde arkasını da görüyorsunuz.
Peki, kim bu yeni derin devlet?
Eski derin devlete ne oldu?
Yeni derin devletin, eski derin devletten farkı ne?
Yeni derin devlet, neden “PKK’nın dağdan inmesini” istemedi?
Bu sırada hangi operasyonları yaptı?
Tüm bu soruların yanıtıyla beraber kitap, bugün devletin perde arkasında yaşananlarının kodlarını da içeriyor.

KİTABI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ.

KİTAP TAVSİYESİ : ÇANAKKALE 1915 İftiralar, Yalanlar, Polemikler


ÇANAKKALE 1915 İftiralar, Yalanlar, Polemikler

24 Ocak 2018

Kitap Adı: Çanakkale 1915 İftiralar, Yalanlar, Polemikler
Yazar: Tayfun Çavuşoğlu
Yayınevi: Kastaş Yayınları – Tarih Dizisi
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2014

Baskılı kitap https://www.kitapyurdu.com/kitap/canakkale-1915-amp-iftiralar-yalanlar-polemikler/332582.html&manufacturer_id=170245
E-Kitap http://www.ekitapyayincilik.com/collections/kitaplamarimiz/products/canakkale-1915

BİLGİ:

“…Çanakkale Savaşı üzerine özellikle son yıllarda yazılan kitaplarda doğru ve dürüst yaklaşımlara da, cehaletin, aymazlığın, tarihe ihanetin ve yalanın bin bir türlüsüne rastlamak da mümkün…
Öylesine şaşkınlık yaratacak örnekler var ki… Kimisi, deniz savaşları (18 Mart) ile Gelibolu’daki kara savaşlarını (25 Nisan) kronolojik olarak ayırt edebilecek bilgiden bile yoksun!
Çünkü gerçeği ideolojiye kurban etmeyi kafaya koymuşlar bir kere… Tek amaç, her ne pahasına olursa olsun Çanakkale’den Mustafa Kemal’in adını

silip atmak… Mustafa Kemal’in adı geçmesin, Mustafa Kemal o başarıdan pay almasın yeter! Varsın verdikleri tarihler de, sayılar da, orduların muharebe düzenleri de yalan-yanlış olsun, ne çıkar!
Meydan boş zannedilmesin…

İşte polemik konuları, yalanlar, iftiralar ve tarihi gerçekler…”
(Tanıtım Bülteninden)

Detaylı bilgi için buraya tıklayınız…

KİTAP TAVSİYESİ : Kuşçubaşı Hacı Sami Bey


Kuşçubaşı Hacı Sami Bey

23 Ocak 2018

Kuşçubaşı Hacı Sami Bey
(Teşkilat-ı Mahsusa’dan)

Yazar Ekrem Hayri Peker
Yayınevi KASTAŞ YAYINLARI
Yayın Tarihi 2017-02-13
ISBN 9789752822016
Baskı Sayısı 2. Baskı
Dil TÜRKÇE
Sayfa Sayısı 225
Cilt Tipi Karton Kapak
Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı
Boyut 13.5 x 19.5 cm

KİTABI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ.

Kuşçubaşı Eşref Beyin kardeşi olan Hacı Sami Bey, İttihat Terakki Cemiyeti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Enver Paşa’ya bağlı olarak kurulan Teşkilat-ı Mahsusa’nın; Arabistan çöllerinin her yerinde koşan, Libya’da savaşan, Balkanlar’da Edirne’nin kurtuluşunda yer alan, Türkistan’ın istiklâli uğruna çarpışan son Osmanlı fedaisidir.
Bu tarihi romanda;
Kuşçubaşı Hacı Sami Beyin Enver Paşa ile
Türkistan’da ateşlediği istiklal savaşını,
150’likler listesinde yer almasıyla Anadolu’ya dönemeyişini…
Sisam Adası’ndan Kuşadası’na çıkışını, Madran Dağı’nda Yörükler ve jandarma ile olan çatışmasını…
Atatürk’e karşı Nallıhan’da planlanan suikast girişiminin arkasındaki izleri bulacaksınız.

KİTAP TAVSİYESİ /// SAĞLIĞIN KARANLIK YÜZÜ /// YAZAR : UĞUR YILMAZ


KİTABI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ.

Sayın Yetkili,

SAĞLIĞIN KARANLIK YÜZÜ isimli kitabım Sınırsız Kitap Yayın’dan yayınlanmıştır. Kitap için Özel Büro’ya bir bilgilendirme mail’i attım fakat geri döndü. Kimin bu işlerle ilgilendiğini bilmiyorum. Bu nedenle size göndermek istedim. Sizin mailleriniz bana geliyor. Yeniçağ gazetesinden Arslan Bulut kitap hakkında bir yazı yazdı.

Kitap ve blog adresleri ve yazılar konusunda size bilgi vereyim.

Sağlık ve sigorta sistemi ile ilgili sorun ve konuların tartışılabileceği “Sağlığın Karanlık Yüzü” isimli bir facebook grubu ve benzer konularda daha uzun yazı ve videoların yer aldığı www.https://sagliginkaranlikyuzu.blogspot.com/ bloğunu oluşturdum. Yeni yazılar ve videolar bu blogda yer almaktadır. Önceki yazıların yer aldığı

http://www.herkesicinsağlik.blogspot.com ve http://www.herkesicinsağlik.wordpress.com İsimli bloglar da vardır.

Sağlığın Karanlık Yüzünde hem sağlıkta dönüşümden önce hem de dönüşümden sonra uygulanan sağlık sisteminin anlaşılması için öncelikle dönüşüm öncesi sağlık sistemi ve uygulamaları ‘vaka hikâyeleri’ yöntemi ile anlatılmıştır. Konuların vaka hikâyeleri ile anlatılmasının amacı herkese anlaşılmaz ve karmaşık gelen konuların yaşanmış örnek ve yorumlarla anlatılarak anlaşılmasının sağlanmasıdır.

Sağlık sistemi deyince toplum hekim ve hasta arasında olan ve hastanelerde verilen bir hizmeti anlamaktadır. Soruna böyle yaklaşıldığı zaman ‘sistem’ anlaşılamaz. Hatta her ülkede hastaneler, hekim ve hastalar olduğu için bütün Dünyada uygulanan sağlık sisteminin birbirinin aynı olduğu; sağlık sisteminin siyasi ve ekonomik sistemler dışında “bilimsel yöntemle ve bir bilim adamı olarak gösterilen hekimler” tarafından ‘matematik bir kesinlik ve doğrulukla’ uygulanan ve işletilen bir sistem olduğu sanılmaktadır. Sağlık sistemi böyle bir sistem değildir: Ben böyle bir sistem görmedim.

Bu sistemin ön planında ABD’nin emperyalist küreselleşme stratejilerine uygun olarak ülkelerde uygulanacak sağlık sistemlerini belirleyen DTÖ, Dünya Bankası, OECD, İMF gibi küresel örgütler vardır. Türkiye cephesine baktığımız zaman siyasi partiler, siyasi iktidarlar, Sağlık Bakanları, Çalışma Bakanları, SSK Genel Müdürleri, TTB ve Tabip Odası yöneticileri Vali, Kaymakam gibi yerel yöneticiler, Sağlık Müdürleri, başhekimler, Devlet, Özel, SSK, Askeri hastaneler ve Kızılay hastaneleri; hastane yöneticilerinin yönetme ve hekimlerin çalışma tarzı, diğer sağlık çalışanlarının durumu, hastanelerin açılması, onarımları, işletilmesi, çalışanların maaşlarının ödenmesi, ilaç pazarlaması ve ilaç firmaları ile hekimlerin ilişkileri, muayenehanecilik sistemi ve özellikleri; sağlık sisteminin gelişimi ve tarihçesi, tıp eğitimi gibi konular ve tabii ki sistemin merkezinde olan vatandaşın durumu da anlatılmaktadır. Çünkü bu işler neticede vatandaş için; daha doğrusu vatandaşın kesesinden yapılan harcamaları arttırmak için yapılmaktadır.

Kitapta bazı Avrupa ülkelerinde sistemin işleyişinden de örnekler verilmiştir.

Kitabı basit bir anı kitabı gibi değil de ‘bir sistemin anlatıldığını’ bilerek okuyan kişiler sağlık sisteminin hiç de bilimsel ilkelere göre, hasta veya insan yararına, kusursuz ve düzgün işleyen bir sistem olmadığını aksine, arkasında Dünya Bankası gibi ABD’nin küresel egemenlik örgütlerinin olduğu, her seviyede ilgili kişilerin ve çalışanların bu kirli ilişkilerde kendilerine verilen rolleri oynadıkları kirli, mafyatik, nitelikli dolandırıcılık ve soygun sistemi olduğunu görecektir. Bu kişiler toplum karşısında, TV ve basında yüzlerine masum-temiz bir maske geçirmektedir. Maskenin arkasında gizlenen yüzü bilmeyen bir kişi bunların işini doğru dürüst yapan, saygıdeğer, temiz kişiler olduğu sanır. Sağlığın (sağlık sisteminin) bir de bilinmeyen, bilinmek ve görülmek istenmeyen, değiştirilmek istenmeyen karanlık bir yüzü vardır. Kitapta bu karanlık yüzü, işleyişi anlatılmaktadır.

Sistemi anlatmak için kullanılan vaka hikâyelerinde herkes kendisini ilgilendiren bir şeyler bulabileceği gibi, bazı tıbbi bilgileri de öğrenebilir. İsteyen kişi, beğendiği herhangi bir maskeyi takarak kendi durumunu da sorgulayabilir.

Kovid-19 salgını münasebeti ile Türkiye’nin sağlık sistemi bütün toplumu aldatacak bir şekilde övülmektedir. Bu sistemin Atatürk’ün kurduğu sistemin devamı olan kamucu bir sistem olduğu propagandası yapılmaktadır. Sağlık haberciliği yalan haberciliğin en fazla uygulandığı bir habercilik şeklidir. Bu şekilde toplu yönlendirilir, aldatılır, belli bir hedefe doğru yönlendirilir. Basın ve TV’lerde maalesef sağlık ile ilişkili konularda doğru haberlere rastlamıyoruz.

ABD’nin Küreselleşme denen bir Dünya düzeni hayâli vardır. Bu hayâl neoliberal siyasetler olarak pazarlanmış ve tüm ülkelere dayatılmıştır. Küreselleşme, her ülkede devletin yaptığı bütün işlerin özelleştirme ile tasfiye edilerek devletin veya ulus devletin tasfiyesi demektir. Bu yöntemle sömürgeleşen ülkeler küreselleşmeyi bir medeniyet projesi sanmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm bunun sağlık alanında uygulamasıdır. Bu uygulama ABD’nin Atatürk’ten öğrenip; ‘bu baya iyiymiş’ diyerek bütün dünyaya uygulatmak istediği bir sistem değildir. Bu uygulama: 10 Devletin sağlık alanında tasfiyesi ve Devlete sadece düzenleyici görev verilmesi, 20 ABD emperyalizmi tarafından düzenlenen işletim sistemi ile tıp kartelinin çıkarlarına uygun bir sağlık piyasası oluşturulması, 30 Sağlık kuruşlarının özelleştirilmesi ve bu iş tamamlanıncaya kadar mülkiyeti Devlete ait olan sağlık tesislerinin işletmesinin SGK sistemi vasıtası ile oluşturulan sağlık piyasasına dâhil edilmesidir. Devletin elinde gibi görülen sağlık tesislerine de kartelin ürünlerinin daha fazla satılması ve pazarlanması görevi verilmiştir. Bu amaca ulaşmak için tıbbi hizmet, tedavi, girişim, ürün ve cihazların satılması ve pazarlanmasında diğer komisyonculuk işlerinde olduğu gibi kâr payı dağıtılmaktadır.

Şu anda Türkiye’de uygulanan sağlık sistemi Atatürk tarafından kurulan sistemin devamı olan kamucu bir sistem değildir. Bu bizzat Dünya Bankası tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan bir sistemdir. Milli bir sistem değildir. En son Başak şehir Şehir Hastanesinin açılışı vesilesi ile Sağlıkta Dönüşümün bu son uygulaması da tüm halka kamucu bir uygulama olarak yedirilmiştir. Başak şehir Şehir Hastanesi bir devlet hastanesi ve yatırımı değildir. Bu hastane Dünya Bankası ile ticari ortaklığı olan uluslararası Rönesans Holding’in Japon ortağı ile yap-işlet-devret yöntemi ile yaptığı hastanelerdir. Bu gibi hastanelerin milletin sırtına bindirdiği yük sıradan bir özel hastaneninkinden fazladır. Çünkü şehir hastanelerinde hastaneye gelir ve kâr garantisi de verilmektedir. Hastane belirlenen geliri sağlayamazsa aradaki fark Orhangazi köprüsünde olduğu gibi devlet tarafından ödenecektir.

Başak şehir Şehir Hastanesinin açılması ile devam eden Şehir Hastaneleri sistemine ve sağlık sistemine tekrar dönersek: Türkiye’de uygulanan sağlık sistemi ABD ve AB ülkelerinde ve diğer birçok Dünya ülkesine göre nasıldır? Onlardan ileri midir? Diye sorarsak, cevabı şudur: Evet bu sistem Dünya Bankası tarafından nasıl kurulduysa ona göre işletilen bir sistemdir. Çıktı düzenlendiği sisteme göredir. Bu hiçbir siyasi partinin karşı çıkmadığı, hemen hemen hiçbir muhalefeti olmayan, bir saat gibi düzenli işleyen bir ticari soygun sistemidir. Hem Dünya Bankası hem de onun küresel aktörleri, işbirlikçileri ve basını bu sistemi çok başarılı bulmaktadır. Bu tiyatro sahnesinde herkes nedense maymun rolünü oynamak istediği için sağlık sistemimizin daha bir süre böyle tıkır tıkır sorunsuz işleyeceğini söyleyebiliriz.

KİTAP TAVSİYESİ : MENZİL – Türkiye’de Siyasal İslamcılığın Ve Devrim Düşmanlığının Kısa Tarihi


MENZİL – Türkiye’de Siyasal İslamcılığın Ve Devrim Düşmanlığının Kısa Tarihi ( 1876 : 1909 – 2002 : 2020 )

YAZAR : Doç. Dr. Necati Ulunay Ucuzsatar

· Hazırlayan

· : Aysel Türkmen , Betül Ayar

· Yayınevi

· : Koral Yayınları, 2020

· Yayın Yeri

· : İstanbul

KİTAP TAVSİYESİ : ARAŞTIRMACI YAZAR FAHRİYE EMGİLİ’DEN 4 ADET KİTAP ÖNERİSİ


Bosna – Osmanlı Yadigarı (1878-1918)

Fahriye Emgili

İdeal Kültür Yayıncılık

FİYAT : 50,00 35,00

Sırbistan’ın Osmanlı Topraklarındaki İstihbarat ve Teşkilatlanma Çalışmaları 1898-1912

Fahriye Emgili

Cedit Neşriyat

FİYAT : 25,00 17,50

Boşnakların Türkiye’ye Göçleri 1878 -1934

Fahriye Emgili

Bilge Kültür Sanat

FİYAT : 42,00 26,46

Yunanistan’dan Mersine’e Köklerinden Koparılmış Hayatlar

Fahriye Emgili

Bilge Kültür Sanat

FİYAT : 32,00 20,16

KİTAPLARI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ.

KİTAP TAVSİYESİ : TSK’NIN EN DEĞERLİ KOMUTANININ BİYOGRAFİSİ – BEN VELİ KÜÇÜK /// YAZAR : HİKMET ÇİÇEK


KİTABI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ.

Değerli Yurtseverler,

Veli Paşamız hakkında söylenecek çok şey var ama kısa keseceğim. İsteyenler sitenin BİYOGRAFİ bölümünden detaylı okuyabilir. Benim tanımaktan gurur ve şerefi duyduğum çok ender ve çok değerli bir Komutanımdır. TSK camiasında ve türk yurtseverleri nezdinde çok saygın ve önemli bir yeri vardır. Azerbeycan Devlet Başkanı ile randevusuz görüşebilecek kadar Türki devletlerde sevilen ve sayılan bir insandır. Komutanım terörle mücadelede çok önemli hizmetler verdi. Burada anlatmayacağım isteyenler kitabı sipariş edip okuyabilirler.

Buradan Komutanıma küçük bir mesaj vereyim.

“Komutanım 50 yaşıma geldim ve bu yaşıma kadar vatana hizmette sizi örnek alıyorum. Umuyorum sizin gibi değerli bir büyüğüme ve devletime layık bir yurtsever olmuşumdur”

Erkut Ersoy

İstihbarat Uzmanı

ÖZEL BÜRO GRUBU

KİTAP TAVSİYESİ : Eski Zağra Müftüsü’nün gözünden 93 Harbi


Eski Zağra Müftüsü’nün gözünden 93 Harbi

25 Mart 2015

Eski Zağra Müftüsü Hüseyin Raci Efendi yazdığı anı kitabında bu savaşta düşmanla korkusuzca savaşan Çerkesler’e kitabında yer verir. Eski Zağra’nın kurtarılmasında yer aldıklarını anlatır. Tarihçe-i Vak’a-i Zağra, İstanbul, S:61-76-106-131-132—141-146-147-151)Yine kitabında Eski Zağra’da yaşayan Yahudilerin Müslümanlarla beraber askerlerimize ekmek, yemek, su ve sigara verdiklerini yazar. (Tarihçe-i Vak’a-i Zağra, İstanbul, S:65)

Hüseyin Raci Bey, Edirne’de cephe gerisi olarak tutulan askerlerin bir bölümünün Kafkasya’nın Sohum limanına (Abhazya) çıkarılmasının bir fayda sağlamadığını, bu harekâttan bir netice alınmadığını, aksine müdafaa gücünü yitiren Edirne’nin savaşmadan Rus Ordusu’na teslim olduğunu anlatır. Edirne’yi ele geçiren Rus kuvvetleri, Çatalca’daki zayıf direnişi ezip, Ayastefanos’a (Yeşilköy) kadar gelirler ve İstanbul kapılarına dayanırlar.

Yazara göre bozgunun başlıca sebebi komutanların beceriksizlikleri, ortak hareket edememelerinin yanı sıra askerlerimizin yönetiminin, savaşın Yıldız Sarayı’ndan yürütülmesidir.

Yazar. “1875 yılında Hersek İsyanı’yla başlayan süreç iyi yönetilememiş, Uahlar (Romanya) Rusların yanında savaşa girmişlerdir. Daha önce yenilip, Osmanlı Devleti’yle ateşkes imzalayan Sırbistan Krallığı ve Karadağ Prensliği tekrar savaşa girmişlerdir. Bu durum Osmanlı Ordusu’nun farklı cephelere bölünmesine yol açmış ve Rusların ilerlemesi kolaylaştırmıştır.

Rus Orduları Plevne’de yenilince Rus Çarı ve veliaht prensi bizzat cepheye gelerek komutayı ele aldılar, ama Osmanlı Devleti yöneticileri böyle bir şey yapmadılar” diyerek o dönem Osmanlı Padişah ve yöneticilerini suçlar. Tarihçe-i (Vak’a-i Zağra, İstanbul)

KİTAP TAVSİYESİ : BİRBİRİNDEN ÖNEMLİ VE İLGİNÇ 26 ADET KİTABI DİKKATİNİZE SUNUYORUZ !!!!


  1. 21. Yüzyılda Güvenlik ve İstihbarat
  2. 21. Yüzyılda Prens
  3. Bağımlılık Paradigmaları ve Türk Milliyetçiliği
  4. Cesetler Gölgeler Yalanlar (Türkiye’deki Faili Meçhullerin ve Kayıpların Tam Listesi)
  5. Cumhuriyet En Uzun 10 Yılından Geçerken Türk Sorunu
  6. Ermeni Psikolojik Savaşı
  7. İKİNCİ TEK PARTİ DÖNEMİ
  8. İstihbarat Teorisi
  9. Kayıp Türkler
  10. Kerkük, Irak ve Ortadoğu
  11. Küçük Orta Doğu: Suriye
  12. Kürtler ve Türklük
  13. Mission Kürdistan
  14. PKK Gerçeği ve Terör Örgütünün İç Yüzü ve Çözüm Önerileri
  15. PKK İle Pazarlık
  16. PKK Terörü Neden Bitmedi, Nasıl Biter?
  17. Pusu ve Katliamların Kronolojisi
  18. Siber Uzay’da Güvenlik ve Türkiye
  19. Tarihi Siyasi ve Kültürel Yönleriyle Türklerin Dünyası ve Türkiye’nin Dış Türkler Politikası
  20. TELAFER – Bir Türkmen Kentinin ABD Ordusu ve Peşmergelere Karşı Direnişi
  21. Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924- 2012
  22. Türk Kimliğinin Yeni Boyutları Çokluktan Birliğe
  23. Türk Ordusu’nun Kuzey Irak Operasyonları
  24. Türk Ordusunun PKK Operasyonları 1983-2007
  25. Uluslararası İlişkilerin Ekonomi Politiği
  26. Zazalar ve Türklük

PKK İle Pazarlık

Kayıp Türkler

Mission Kürdistan

Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924- 2012

Uluslararası İlişkilerin Ekonomi Politiği

Bağımlılık Paradigmaları ve Türk Milliyetçiliği

Cesetler Gölgeler Yalanlar (Türkiye’deki Faili Meçhullerin ve Kayıpların Tam Listesi)

İKİNCİ TEK PARTİ DÖNEMİ

Türk Kimliğinin Yeni Boyutları Çokluktan Birliğe

Tarihi Siyasi ve Kültürel Yönleriyle Türklerin Dünyası ve Türkiye’nin Dış Türkler Politikası

Zazalar ve Türklük

Cumhuriyet En Uzun 10 Yılından Geçerken Türk Sorunu

Pusu ve Katliamların Kronolojisi

Ermeni Psikolojik Savaşı

Kürtler ve Türklük

PKK Gerçeği ve Terör Örgütünün İç Yüzü ve Çözüm Önerileri

PKK Terörü Neden Bitmedi, Nasıl Biter?

İstihbarat Teorisi

TELAFER – Bir Türkmen Kentinin ABD Ordusu ve Peşmergelere Karşı Direnişi

Siber Uzay’da Güvenlik ve Türkiye

Türk Ordusu’nun Kuzey Irak Operasyonları

Türk Ordusunun PKK Operasyonları 1983-2007

21. Yüzyılda Prens

21. Yüzyılda Güvenlik ve İstihbarat

Küçük Orta Doğu: Suriye

Kerkük, Irak ve Ortadoğu

KİTAP TAVSİYESİ : İlk Ayda 12. Baskısı Çıkan Hitler’e Sordunuz Mu ? Kitabının Gizemi – Atakan Büyükdağ ile Röportaj


İlk Ayda 12. Baskısı Çıkan Hitler’e Sordunuz Mu ? Kitabının Gizemi – Atakan Büyükdağ ile Röportaj

Piyasaya girdiği ilk ayda 12. baskısı çıkan "Hitler’e Sordunuz Mu?" kitabını sizler için detaylı olarak inceledik ve yazar Atakan Büyükdağ ile "Hitler’e Sordunuz Mu?" hakkında bir sohbet gerçekleştirdik.

Tarihçi Yazar Atakan Büyükdağ‘ın "Hitler’e Sordunuz Mu?" adlı kitabını duymayanınız kalmamıştır. Piyasaya girdiği ilk günden itibaren büyük yankı uyandıran ve ilk ayda rekor hızla 12. bakısı çıkan "Hitler’e Sordunuz Mu?" kitabınının gizemini keşfetmek üzere sizler için Tarihçi yazar Atakan Büyükdağ’ın kapısını çaldık.

– Atakan Bey Merhabalar. "Hitler’e Sordunuz Mu?" kitabınız büyük ilgi görüyor. Öncelikle sizi bu büyük başarınızdan dolayı kutlarız.

* Merhabalar. Evet, ben de "Hitler’e Sordunuz Mu?" ile ilgili çok güzel yorumlar alıyorum. Özellikle sosyal medya hesaplarım üzerinden bana ulaşan her arkadaşımızın mesajlarını dikkatlice okuyup naif tebriklerini kabul ediyorum. Bu çok motive edici.

– Hitler’e Sordunuz Mu? ile ilgili okuyucuların özellikle üzerlerinde durduğu ortak bir nokta var mı?

* Aslında var. Okuyuların hepsi, kitabı ya 1 günde ya da 2 günde bitirdiklerini ve daha önce hiç bu kadar sürükleyici bir tarih kitabı okumadıklarını belirtiyorlar. Bu aslında benim yola çıkış amacımdı, bu yorumlarla bunu başarmış olduğumun farkına varıyorum, benim için en büyük başarı bu aslında.

– "Yola çıkış amacım" kısmını biraz daha detaylandırır mısınız? Hitler’e Sordunuz Mu? serüveni nasıl başladı?

* Ben zaten kendisini tarihe ve tarihi sevdirmeye adamış birisi olarak Nazi Almanyasını belirli düzeyde araştırıyordum. Fakat kıvılcımı aleve döndüren şey 9 sene önceki Dachau Toplama Kampı seyahatim oldu. Almanya’nın Münih kentinde bulunan Dachau toplama kampında gezerken ziyaretçilerden farklı birşeyler gördüğümü farkettim ve konuyla ilgili derinlemesine bir analiz başlattım. Sayısız yabancı kaynak okuyup, Toplama kamplarından Nazi Partisi Dokümantasyon Merkezi ve Miting Alanına kadar birçok kritik bölgeyi gezip yerinde notlar aldım. Sonradan da kendi kendime gerçekleştirdiğim soru cevap sürecim başladı. Daha çok öğrendiğiniz zaman daha çok sorgulamaya başlıyorsunuz ve ben de bu süreçte bize öğretilen bazı şeylerin yanlış olduğunu farkettim ve daha da acısı konu hakkında yeterli sayıda Türkçe kaynak olmadığını farkettim. Bunun üzerine Türkçe literatüre ilk defa girecek kaynaklı bilgilerin de yer aldığı, bir ırmağın şırıltısının yanında da belediye otobüsünde de rahatça okunabilecek bir eser ortaya çıkarmak istedim. Bence "Hitler’e Sordunuz Mu?"yu farklı ve tercih sebebi kılan şey yoğun tarihi bilgilerin çarpıcı resimlerle ve arkadaşa anlatır gibi bir uslüb ile harmanlanmasıdır.

Dachau Toplama Kampının önündeki "İskeletler hatıratı"

– Çok haklısınız. Eseriniz ile ilgili birçok kitapçı ile de görüştük ve hepsinin söylediği ortak şey "Türkiye’nin bu şekilde akıcı bir dile sahip ve aynı zamanda gerçek ve kaliteli bilgi ile dolu tarih kitaplarına ihtiyacı olduğu" oldu. Bunu çok güzel bir şekilde başardığınız için sizi ayrıca tebrik ediyoruz. Peki yayın evi seçiminizi neye göre yaptınız? Gece Kitaplığı Yayınevi’ni seçmenizdeki sebep neydi?

* Gece Kitaplığı Yayınevi çok samimi bir yayınevi. Özellikle sahibi Yaşar Hız oldukça entellektüel ve vizyonu geniş birisi. Kaliteli bilgiye değer vermesi ve pozitif iletişimi, süreci hızlandırıp projeyi daha da teşvik edici hale getiriyor. Gece Kitaplığı’nı tercih etmemdeki temel sebep budur.

– Şimdi, yeni projeleriniz hakkında bilgi alma vakti. Yeni bir projeniz var mıdır? Varsa ne zaman okuyucular ile buluşturacaksınız?

* Yeni ve etkili bir proje üzerinde çalışıyorum. Kurgusu yoğun ve tarih bilgisi derin bir çalışma olacak. 6 ay gibi bir süre sonra bu projemi tamamlamış olmayı umut ediyorum. Biter bitmez dizgiye sokup yayına alacağız. Umarım bu kitap da Türk edebiyatındaki özgün ve yegane çalışmalardan birisi olacak.

– Yeni kitabınızı heyecanla bekliyor olacağız Atakan Bey. Vakit ayırdığınız için çok teşekkür eder, Türkçe literatüre böylesine bir eser kazandırdığınız için de gurur duyduğumuzu belirtiriz.

* Güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim.

Atakan Büyükdağ, İzmir Tüyap Kitap Fuarındaki İmza Gününde Hayranlarının Kitaplarını İmzalarken

Hitler’e Sordunuz Mu? kitabı 82 adet çarpıcı resim içeren, bir solukta okuyacağınız bir başucu eseri. Kitabın okurken bir anda daha önce hiç duymadığınız bir bilgiyle sarsılırken az sonra yazar Atakan Büyükdağ’ın espirili diliyle kahkaha atacaksınız. Türkçe literatüre kazandırılmış tarihi bilgilerle dolu bu eseri okurken kendinizi Hitler’in botlarındaymış gibi hissedeceksiniz. Hitler’e Sordunuz Mu? kitabını vakit kaybetmeden okumanızı tavisye ederiz.

Hitler’e Sordunuz Mu kitabını tüm online satış sitelerinden ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.

Dış Bağlantılar

Atakan Büyükdağ’ın Resmi Web Sitesi: www.atakanbuyukdag.com.tr

Atakan Büyükdağ’ın Resmi Sosyal Medya Hesapları: Facebook, Instagram, Twitter

"Hitler’e Sordunuz Mu?" Satış Linkleri: D&R, Kitapyurdu, kabalci (kapıda ödeme imkanlı), idefix