YOLSUZLUK DOSYASI : FETULLAHÇI “AKTİF HABER SİTESİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE AKP’NİN YOLSUZLUKLARINI YAZDI


FETULLAHÇI "AKTİF HABER SİTESİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE AKP’NİN YOLSUZLUKLARINI YAZDI

1. İstanbul 2. Asliye Ceza görevi ihmal (4616 erteleme)

2. 4. Asliye Ceza. Ali Müfit Gürtuna ve 17 belediye yöneticisiyle bilboard davası olarak bilinen 3 ayrı ihaleye fesat karıştırma davası (4. Ağır Ceza’da birleşti)

3. 5. Asliye Ceza görevi kötüye kullanma (4616 erteleme)

4. 6. Asliye Ceza bir dava (4616 erteleme)

5. 7. Asliye Ceza Darülaceze Vakfı Başkanı’nı zabıtalara zorla tahliye ettirip aksine mahkeme kararını yerine getirmeyerek görevi ihmalden 10 ay hapis yedi paraya çevrildi (4616)

6. 7. Asliye Ceza personel taşıma araçları ihalesine fesat karıştırma (4. Ağır Ceza’da birleşti)

7. 9. Asliye Ceza’da görevi ihmal (4616 erteleme)

8. 13. Asliye Ceza’da okuduğu şiirle ilgili mahkumiyet kararı için “Bu karar hukuk tarihimiz adına bir trajedi bir utanç sayfasıdır” sözleri yüzünden hakimlere hakaret (TBMM’de bekliyor)

9. 11. Asliye Ceza’da Gürtuna ile birlikte görevi kötüye kullanmak (4616)

10. 3. Ağır Ceza’da 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na Muhalefet (4616)

11. 4. Ağır Ceza’da 58 belediyeciyle yargılandığı Meclis’te bekleyen ihaleye fesat karıştırma davası

12. 10. Asliye Ceza’da 2005’te açılmış bir

13. 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde 2006’da açılmış iki ayrı dava

14. Eyüp Ağır Ceza Halic’in sinek ilacıyla temizlenmesi ihalesi ve Güngören belediye binası yapımı ihalesine fesat karıştırma (TBMM’de bekliyor)

15. Eyüp Ağır Ceza İGDAŞ’daki şube inşaatlarından sayaç okuma ve reklam işleriyle ilgili ihaleye fesat karıştırma davası (TBMM’de)

16. Üsküdar 2. Ağır Ceza’da 37 sanıklı AKBİL davası (TBMM’de bekliyor)

17. Üsküdar Asliye Hukuk ölmüş eski Maliye Bakanı Vural Arıkan’a ‘sarhoş’ ifadesi ile hakaretten 2 milyar TL manevi tazminat ödemeye mahkum oldu

18. Kartal’da bir İtalyan firmanın şikayetiyle açılan 11 kişiyle birlikte görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma davası

19. Kartal 2. Sulh Ceza’da 1986’da ormanlık araziye kaçak villa suçundan 10 aylık kesinleşmiş hapis cezası (paraya çevrilip daha sonra adli sicilden silindi)

TAYYİP VE AKP YOLSUZLUKLARI

1. “BILBOARD YOLSUZLUĞU

İstanbul’un ana arterlerinde yer alan büyük reklam ajanslarının gözdesi reklam panolarının kiralanması sırasında yapılan yolsuzluktur. Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük taktiği ihalelerin önce belediye şirketlerine (BİT’lere) verilmesi oradan da kendi yandaşı kişi ya da firmalara aktarılmasıydı. Bilboard ihalesindede aynı şeyi yaptı. Ulusal ve uluslararası reklam ajanslarının gözdesi ‘bilboard’lar (caddelere konulan büyük reklam panoları) önce belediye şirketi KÜLTÜR AŞ’ye kiralandı. Oradan da Nakşibendi tarikatı mensuplarının yönetimindeki İNTERPAN firmasına yıllık 30 milyar TL gibi komik bir fiyatla devredildi. Bilboard ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle Temmuz 2002’de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Burada Recep Tayyip Erdoğan Ali Müfit Gürtuna ve 25 belediye yöneticisi (bunlardan bir kısmı da AKP miletvekili adayı) yolsuzluk sanığı olarak yargılanıyorlar. Sanıklardan belediyenin zararı 100 milyon doları karşılamaları da isteniyor. İlk duruşma önümüzdeki günlerde yapılacak. ”

2. “AĞAÇ YOLSUZLUĞU

İstanbul’a dikilen ağaçların alımından dikimine kadar yapılan ihalelerdeki yolsuzluklardır. ‘İki milyon ağaç’ kampanyası Tayyip’in en iddialı projelerinden biriydi. Ama her projesindeki gibi bunda da BİT’ler kullanılarak İstanbul halkı soyulmuştur. Ağaç alım dikim ve bakım işleri önce belediye şirketi İSTAÇ’a verilmişti. İSTAÇ da bir başka belediye şirketi AĞAÇ AŞ’ye taşeron olarak devretmiş AĞAÇ AŞ de siyasi yandaşları kişi ve firmaları taşeron olarak kullanmıştı. Türkiye’den ucuz fiyatla sağlanması mümkün olan ağaçlar İtalya’dan birkaç misli fiyatla ithal edilmiş trilyonlarca liralık döviz kaybına yol açılmıştı. Ayrıca İstanbul’un iklim koşullarına uygun olmadığı biline biline binlerce ağaç ithal edilmiş bu ağaçlar kuruyuncada Tayyip Erdoğan’ın emriyle gece yarıları yerinden söktürülmüştü. Ağaç işleri ile ilgili yapılan soruşturmalar sonucunda ‘görevde yetkisini kötüye kullandığı’ tespit edildiyse de Recep Tayyip Erdoğan beş yıllık zamanaşımı nedeniyle yargılanıp ceza almaktan kurtuldu.

3. “PERSONEL TAŞIMA YOLSUZLUĞU

Belediye ve bağlı şirketlerinin personelinin işe gidiş gelişlerini sağlamak için yapılan personel servisi ihalelerindeki yolsuzluktur. İstanbul Belediyesi ve bağlı kuruluşlarının personelinin taşınma işleri Tayyip’in yakın arkadaşı Albayraklar şirketine verilmişti. Burada da akıl almaz yolsuzluk olayları yaşanmıştı. Danışıklı dövüş şeklinde yapılan bu ihalelere birkaç akraba şirket bazılarına da sadece Albayraklar davet edilmişti. Sahte araba ruhsatlarının düzenlendiği müfettiş raporları ve savcılık iddianamelerine konu olan bu ihaleler % 2-3 gibi komik tenzilatlarla Albayraklar firmasına verilmişti. Tayyip Erdoğan bu yolsuzların önemli bölümünden yakasını beş yıllık zaman aşımı nedeniyle kurtardıysa da 1998’de yapılan iki ihale nedeniyle İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “ihaleye fesat karıştırmak”tan yargılanıyor. Hazır söz ALBAYRAKLAR’dan açılmışken bu ilişkilere ışık tutmaya yarayacak Cumhuriyet gazetesinde çıkan iki haberi de yorumsuz olarak sunalım.

ÖZELLEŞTİRMENİN GÖZDESİ ALBAYRAKLAR – I

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde aldığı ihalelerle adını duyuran Albayraklar AKP’nin iktidara gelmesiyle de özelleştirmenin vazgeçilmez şirketi oldu. Sümerbank Ereğli Tekstil Balıkesir SEKA ve Trabzon Limanı’nı alan Albayraklar Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak ve kardeşlerinin de aralarında bulunduğu 11 kişi Büyükşehir Belediyesi’nden alınan ihalelere fesat karıştırmaktan mahkum oldu. Albayraklar’a da 1 yıl süre ile ihaleye girme yasağı getirildi. Ancak bu cezalar ertelendi. Albayrak kardeşler Mustafa Albayrak öncülüğünde 1980 yılında işe İstanbul’da minibüsçülük ve otobüsçülük yapmakla başladı. 1994 yılına dek yalnızca otobüsçülükle geçinen Albayraklar’ın işleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasıyla açıldı. İlk önce belediyenin personel taşıma ihalesini alan Albayraklar’a daha sonra belediyenin çöp inşaat ve metro ihaleleri de verilmeye başladı.

Temiz Şehir Operasyonu Albayraklar’a verilen bu ihalelerdeki usulsüzlük iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı mülkiye başmüfettişlerini görevlendirdi. Aylar süren incelemeler sonucu bu ihalelerde usulsüzlük tespit eden müfettişlerin raporu üzerine İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı soruşturma başlattı. İstanbul DGM 2001 yılında Organize ve Mali Şube Müdürlüklerine Albayraklar’a yönelik operasyon talimatı verdi. Albayrak şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak Tayip Erdoğan’ın danışmanları ve şu anda AKP sıralarında Mecliste olan bazı milletvekilinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden Mustafa Albayrak Alican Balcı ve Nuran Erdoğan 19 Eylül 2001 tarihinde “çete kurmak” “zimmet” ve “dolandırıcılık” suçlarından tutuklandı. Soruşturma devam ederken DGM Yasası’nda değişiklik yapıldı. Yasa değişikliği ile “çete” davaları DGM kapsamından alınarak ağır ceza mahkemelerine verildi. Albayraklar dosyası da İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Albayraklar soruşturmasını tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Savcıları Erolcan Özkan Rasim Işıkaltın ve Hüseyin Yıldız Mustafa Albayrak dönemin İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve Erdoğan’ın danışmanı Necmi Kadıoğlu’nunda aralarında bulunduğu 70 sanık hakkında “çete” “zimmet” ve “dolandırıcılık” suçlarından dava açtı. Sanıkların 3 ile 75 yıl arasında değişen ağır hapis cezalarına çarptırılmasının istendiği iddianamede Erdoğan’ı “geleceğin başbakanı” yapmak amacıyla çete oluşturulduğu ifade edildi. Organize olarak ihalelere fesat karıştırıldığı ve şartnamelerin Albayraklar’ın menfaatleri doğrultusunda hazırlandığı iddia edilen iddianamede “Siyasal ve sosyal görüşten kaynaklanan bir amaçla cürüm işlemek için devasa bir teşekkül oluşturuldu” denildi. Daha sonra Yargıtay’ın Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna hakkındaki dosyayı yerel mahkemeye göndermesi üzerine belediyenin eski yeni başkanları hakkında da dava açıldı. Bu dava bir süre sonra Albayraklar davası ile birleştirildi. Dosyanın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesinin hemen ardından yapılan ilk duruşmada tutuklu sanıklar tahliye edildi. Gıyabi tutuklu sanıkların ifadeleri alınmaya gerek duyulmadan tutukluluklarının kaldırılması ise dikkat çekici idi. Bir süre sonra davada sanık olarak yargılanan Erdoğan’ın partisi iktidara geldi. AKP’nin iktidar olmasının hemen ardından yapılan duruşmada mahkeme karar verdi.

Ceza aldılar

Mahkeme heyeti Mustafa Albayrak kardeşleri Kazım ve Muzaffer Albayrak ile şirketin ihale bölümünde çalışan Hüseyin Yılmaz Mehmet Sami Polat Tamer Öztürk ve Osman Temur’un “ihaleye fesat karıştırmak” suçundan Belediye’nin İhale Komisyonu’nda yer alan Basri Saygı Mustafa Döner Ömer Gaziler ve Beytullah Ateş’in de “görevi ihmal” suçundan 2 ay 27’şergün hapis cezasına çarptırılmalarını kararlaştırdı. Daha sonra bu cezaları paraya çeviren mahkeme sanıkların bir daha suç işlemeyeceklerine kanaat getirerek cezalarını erteledi. Mahkeme Gürtuna’nın da aralarında bulunduğu 54 kişinin ise delil yetersizliğinden beraatına karar verdi. DGM’ce yapılan ve daha sonra yasa değişikliğiyle ağır ceza mahkemelerine gelen davaların hemen hepsi hâlâ sürüyor. Erdoğan ve Gürtuna’nın yargılandığı bu yolsuzluk davası ise jet hızı ile sonuçlandı. Albayraklar davasında Erdoğan döneminde İstanbul Belediyesi’nde görev yapan ve daha sonra AKP sıralarında Meclis’e giren 6 milletvekilli de yargılanıyordu. Ancak dokunulmazlık kazanan Mustafa Açıkalın Adem Baştürk İdris Naim Şahin Zülfü Demirbağ Selami Uzun ve Mustafa Ilıcalı’nın dosyaları ayrıldı.

AKP iktidarı da onlara yaradı

3 Kasım seçimleri sonucunda AKP’nin iktidara gelmesiyle Albayraklar’ın yıldızı iyice yükseldi. Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde Albayraklar’ın da adı artık daha büyük ihalelerle anılmaya başlandı. Albayraklar’a Türkiye’nin en büyük işletmelerinden olan Sümer Holding’e ait Ereğli Tekstil Balıkesir SEKA ve Trabzon limanı verildi. SEKA’yı daire fiyatına aldılar Özelleştirme kapsamına alınan Balıkesir SEKA yalnızca 1.1 milyon dolara Albayraklar’a satıldı. Fabrika ile birlikte ambardaki 4 trilyonluk yedek parça her biri için ortalama 20 milyar değer biçilen 185 lojman 2.8 trilyonluk enerji tribünü ve 47 iş makinesi de Albayraklar’a geçti. 1981 yılında 1 milyon 189 milyon dolara inşa edilen fabrikaya SEKA müfettişlerinin biçtikleri fiyat 51 milyon dolar.

Ucuza kapatılan liman Albayraklar’ın özelleştirmeden aldığı üçüncü tesis ise Trabzon limanı oldu. İşletme hakkının 30 yıllığına özel sektöre devri için yapılan ihaleye 6 şirket katıldı. Elemeli turda 2 şirket elendi ve liman 21.3 milyar dolarla açık arttırmaya açıldı. 30 yıllık işletme hakkı 22 milyon 400 bin dolar Albayraklar’a verildi. Bu kararla 2002 yılında 2 trilyon 850 milyar kâr eden liman yıllık yaklaşık 1.1 trilyon liraya Albayraklar’ın oldu. Albayraklar AŞ mahkeme kararlarına karşı SEKA’yı iade etmedi. Selüloz İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı İsmail Deniz yargı karaları uyarınca fabrikanın SEKA’ya verilmesi gerektiğini söyledi.

4. “ÇÖP YOLSUZLUĞU

Toplanan çöplerin döküm alanlarına götürülmesi için açılan ihalelerde yapılan yolsuzluktur. İstanbul’un çöplerinin aktarma merkezlerinden döküm alanlarına götürülmesi işi de yine BİT’ler kullanılarak yandaş firma Albayraklar’a verilmişti. İstanbul Belediyesi bu işi önce belediye şirketi İSTAÇ’a ihale etmiş ve İSTAÇ da Albayraklar ortaklığı iki şirkette vermişti. 1996 çöp taşıma ihalesi Albayraklar’a ait Sistem İnşaat ile Günaydın Kardeşler’e 7 trilyonlira bedelle verilmişti. Aynı iş müfettiş denetimleri sırasında 2002 yılı için ihale edilmiş Albayraklar’ın teklif vermediği bu ihale 6.67 trilyon TL’ye Ceynak firmasın işi almıştır. İstanbul’un çöp işi tüm enflasyon artışlarına rağmen 6 yıl sonra bile daha ucuz fiyata ihale edilmiştir.

5. “AKBİL YOLSUZLUĞU

İstanbul’da ulaşımı kolaylaştırmak için uygulamaya koyulan elektronik entegre bilet sistemindeki yolsuzluktur. AKBİL sisteminin kurulmasından uygulamasına kadar her aşamasına yolsuzluk yapılmıştı. Türkiye için bir ilk olan “sanal ortamda hortumlama” da yine Tayyip Erdoğan dönemine rastlamaktadır. Elektronik ortamda verileri değiştirerek veya silerek trilyonlarca lira İstanbullu’nun cebinden hortumlanmıştı. Bir numaralı sanığın Recep Tayyip Erdoğan olduğu AKBİL davası halen Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmektedir. ”

6. “İGDAŞ YOLSUZLUĞU

İstanbul’un doğal gaz dağıtım şirketi İGDAŞ’daki şebeke inşaatlarından sayaç okumaya ve reklam işleri ihalelerine kadar yapılan bir dizi yolsuzluktur. İstanbul’un doğalgaz şebekelerini ve dağıtımını yapan DOĞALGAZ TEKELİ konumundaki belediye şirketi İGDAŞ Tayyip Erdoğan döneminde büyük yolsuzlukların merkezi oldu. Şebeke inşaatları fahiş fiyatlarla yandaş şirketlere verildi. El kitabı basımından hikaye ve boyama kitabı basımına sayaç okumadan kolonyalı mendil alımına kadar kadar yapılan ihalelerde yolsuzluk yapıldı. Tayyip’in düzenlediği propoganda toplantılarının finansmanı İGDAŞ tarafından karşılandı. Tüm bu yolsuzlukların faturasını İstanbul halkı fahiş doğalgaz faturalarıyla ödedi. Bu konularda açılan dava halen Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

7. “KİPTAŞ YOLSUZLUĞU

İstanbul’un gecekondu sorununu çözmek üzere Mesken Gecekondu Müdürlüğü fonunda biriken paralar ile tahsis edilen arsaların KİPTAŞ isimli BİT’e verilmesi ve burada keyfi ihale ve uygulamalarla çarçur edilmesidir. İstanbul’un gecekondu sorununa çözüm getirmek amacıyla kurulan Mesken Gecekondu Müdürlüğü mülkiyetindeki arsalar ile fonlar belediye şirketi KİPTAŞ’ın emrine verildi. Buşirket de yandaş şirketlere verdiği ihalelerle yap satçılık yaptı. Ayrıca bu şirketin kasası yandaş belediyelere borç para veren banka kasası gibi kullanıldı. İstanbul belediyesi şirketi KİPTAŞ Adapazarı’nda arsalar aldı bu arsaların bir kısmını oradaki FP’li belediye başkanları ve politikacılara sattı. Sermayesi İstanbul halkına ait olan bu şirket tam bir çiftlik gibi yönetilmekte gecekondu sorununun çözümü için ayrılan arsalar ve paralar çarçur edilmektedir. Yaptırdığı sosyal konut niteliğindeki binalar kalitesizlikten oturulamaz durumda olan KİPTAŞ 200-300 dolara vilLa satan “yap-sat”çı durumuna geldi.

8. “İSKİ’DEKİ YOLSUZLUKLAR

Altyapı inşaatları araç kiralama personel taşıma personel kıyafet temini gibi ihalelerde yapılan yolsuzluklardır. Recep Tayyip Erdoğan döneminde İSKİ de yolsuzluk ve usulsüzlüklerle yandaş kişi ve kuruluşları zengin etmek amacıyla kullanıldı. 119 ihaleden sadece 5’i gazete ilanıyla duyuruldu. 114 ihale yandaş şirketlerin davet edilmesiyle gizli olarak yapıldı. İstanbul’daki inşaat şirketleri yetmiyormuş gibi Gaziantep ve Kayseri gibi illerden yandaş şirketler ihalelerin yıldızı oldular. Araç kiralamadan personel servisine kadar birçok ihale davet ve pazarlık gibi yöntemlerle gizli olarak yandaş firmalara verildi. İSKİ’deki yolsuzluklar nedeniyle bir yandan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılma devam ederken bir yandan da İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri’nin incelemeleri devam ediyor.

9. “METRO YOLSUZLUĞU

İstanbul Metrosu’nun elektro-mekanik ihalesinde yapılan yolsuzluklardır. İstanbul Metrosu inşaatına Nurettin Sözen döneminde başlanmıştı. Kazı işleri devam ederken Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. Sözen metronun elektro-mekanik ihalesini de yapmış ancak zarfların açılma işini yeni başkana bırakmıştı. Tayyip zarfları açtı ve fiyatları pahalı buldu tekrar ihale düzenlendi. İhaleyi Siemens- Simko- Garanti-Koza konsorsiyumu kazandı ancak Tayyip 7 ay sonra sudan sebeplerle bu ihaleyi de iptal etti. Bu olaya tepki gösteren Almanlar TayyipErdoğan’ın bu ihaleyi yakınlarına vermek için iptal ettiğini açık açık söylediler. İhale üçüncü kez yapıldı ve ihale Tayyip’in yakını Albayraklar’ın ortak olduğu konsorsiyuma kaldı. Tayiip Erdoğan dönemi İstanbul Belediyesi bürokratlarının Metro ihalesindeki yolsuzlar nedeniyle İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları sürüyor. Tayyip’in de bu olayda “görevde yetkisini kötüye kullandığı” tespit edildiyse de suç tarihi 23 Nisan1999’dan önce olduğu için “Rahşan affı” olarak bilinen erteleme yasasından faydalanarak yargıdan yakasını kurtardı.

10. “KİRALIK ARAÇ YOLSUZLUĞU

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve BİT’lerde araç kiralama işlerinde yapılan yolsuzluklardır. Tayyip Erdoğan binek araçlarını kiralama yöntemiyle temin ederek yeni bir uygulama başlattı. Kiralamaların yandaş şirketlerden yapılabilmesi için her türlü tedbir alındı. Örneğin İstanbul Belediyesi araba kiralama ilanını Milli Gazete’nin İzmir baskısına verdi işi eski MSP’li Bakan Hasan Aksay’ın oğlu Mehmet Emin Aksay’ın Ankara firması aldı. Belediye İstanbul’da ilan İzmir’de işi alan firma Ankara’da !. . Ayrıca Kiralamalarda fahiş fiyatlar uygulandı. Örneğin sıfır kilometre Renault Spring’în fiyatı 330 milyon TL iken araba için bir yılık kiralama bedeli olarak peşin para 312 milyonTL kira bedeli ödendi !. . 18 milyon daha ödeseler araba belediyenin olacaktı !. . Tayyip Erdoğan bu konuda da yargıdan yakasını “Rahşan Affı” sayesinde kurtardı.

11. “SİNEK İLACI YOLSUZLUĞU

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından karasinek ve sivrisinek ile mücadele için gerekli ilaç alımında yapılan yolsuzluklardır. Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna haklarında İstanbul Belediyesi tarafından karasinek açık alan karasinek sivrisinek ve biyolojik lavrasit ilaçlarının alımında tek ürüne ve tek firmaya yönelik ihale şartnamesi hazırlamak suretiyle ihaleye fesat karıştırıldığı gerekçesiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı

12. “ÇAMUR BARAJI YOLSUZLUĞU

Haliç’ten çıkarılan çamurun baraj sahasına taşınması sırasında yapılan yolsuzluklardır. Haliç ıslah çalışmaları sırasında çamur naklinin yapıldığı boruların döşenmesinde Bayındırlık Bakanlığı fiyatlarının 50 misli fiyat ödenmesi bu ödemenin yanlışlıkla yapılamayacak kadar büyük olması nedeniyle İstanbul belediyesi ile yüklenici firma gizli pazarlıklar olduğu gerekçesiyle İstanbul Ağır Ceza dava açıldı.

SAZ ARKADAŞLARI !. .

(Aşağıdaki liste 5 Eylül 2002 itibarıyla hazırlanmıştır. Bugün bu listede adı geçen bir çok isim milletvekili ve bakan olarak TBMM’de görev yapmaktadırlar !. . S. E ) Recep Tayyip Erdoğan döneminde görev yapan ancak bugün çoğunluğu yolsuzluk sanığı olan İstanbul Belediyesi bürokratları -BİT Genel Müdürleri – İlçe Belediye Başkanları – Belediye Müteahhitleri – Yakın dostları:

1. İDRİS NAİM ŞAHİN :

AKP Kurucular Kurulu üyesi… İstanbul Belediyesi eski genel sekreteri. İstanbul üçüncü bölge 5. sıra milletvekili adayı. AKBİL ve ALBAYRAK davaları sanığı…

2. MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN :

İstanbul belediyesi eski genel sekreteri. AKP İstanbul 3. bölge 13. sıra miletvekili adayı. AKBİL ALBAYRAK ve İGDAŞ davaları sanığı.

3. AKİF GÜLLE :

AKP Genel Başkan Yardımcısı. İstanbul Belediyesi eski Personel Daire Başkanı. Amasya 1. sıra milletvekili adayı. BILBOARD davası sanığı.

4. A. HİLMİ GÜLER :

AKP Genel Başkan yardımcısı. İstanbul Belediyesi eski danışmanı. İGDAŞ eski murahhas azası. Ordu 1. sıra milletvekili adayı. İGDAŞ davası sanığı.

5. ADEM BAŞTÜRK :

İstanbul Belediyesi eski genel sekreteri. AKP Kayseri 5. sıra milletvekili adayı. ALBAYRAK ve İGDAŞ davaları sanığı.

6. HÜSEYİN BESLİ :

İstanbul Belediyesi eski basın danışmanı. AKP İstanbul 1. bölge 10. sıra milletvekili adayı. İGDAŞ davası sanığı.

7. HAMZA ALBAYRAK :

İstanbul Belediyesi eski Teftiş Kurulu Başkanı. AKP Amasya 2. Sıra milletvekili adayı.

8. NEVZAT PAKDİL :

İETT eski Genel Müdürü. AKP Kahramanmaraş 2. sıra milletvekili adayı.

9. MEHMET ALİ BULUT :

AKP Kurucular Kurulu üyesi. İSTOn Eski yönetim kurulu üyesi. Kahramanmaraş 5. sıra milletvekili adayı.

10. MİKAİL ASLAN :

İstanbul Belediyesi eski Mesken Gecekondu Müdürü. AKP Kırşehir 2. sıra milletvekili adayı. AKBİL davası sanığı.

11. MEHMET MEHDİ EKER :

İstanbul Belediyesi eski Veteriner Müdürü. AKP Diyarbakır 6.sıra milletvekili adayı.

12. ZÜHTÜ DEMİRAĞ :

İstanbul belediyesi eski Yol Bakım Müdürü. AKP Elazığ 3. sıra milletvekili adayı. ALBAYRAK davası sanığı.

13. MUSTAFA ILICALI :

İstanbul Belediyesi eski APK Daire başkanı. AKP Erzurum 4. sıra milletvekili adayı. ALBAYRAK davası sanığı.

14. ALİ MAZAK :

İstanbul Belediyesi eski Mezarlıklar Müdürü. AKP Mersin 6. Sıra milletvekili adayı.

15. SELAMİ UZUN :

İstanbul Belediyesi eski Kontrol Daire başkanı. AKP Sivas 6. sıra milletvekili adayı. ALBAYRAK davası sanığı.

16. LOKMAN AYVA :

İstanbul Belediyesi eski Özürlüler Koordinasyon Müdürü. İstanbul 3. bölge milletvekili adayı.

17. BİNALİ YILDIRIM :

İstanbul Deniz Otobüsleri eski Genel Müdürü. Yakınlarına usulsüz büfe kiraladığı söylentilerinden sonra GÜRTUNA tarafından görevden alınmıştı. AKP 1. bölge 6. sıra milletvekili adayı.

18. AYHAN BÖLÜKBAŞI :

İstanbul Belediyesi’ne ait SPOR AŞ’nin eski Genel Müdürü. İstanbul 3. bölge 21. sıra milletvekili adayı.

19. GÜLSEY EROL :

İstanbul Belediyesi Hamidiye Suları AŞ. eski genel müdürü. AKP İstanbul 1. bölge 13. sıra milletvekili adayı.

20. MEHMET SEKMEN :

Kartal eski Belediye başkanı. AKP 1. bölge 11. sıra milletvekili adayı.

21. RECEP KORAL :

Gaziosmanpaşa eski Belediye Başkanı. AKP İstanbul 2. bölge 12. sıra milletvekili adayı.

22. YUSUF TÜLÜN :

Sarıyer eski Belediye başkanı. AKP İstanbul 2. bölge 15. sıra milletvekili adayı.

23. YAHYA BAŞ :

Güngören eski Belediye başkanı. AKP İstanbul 3. bölge 11. sıra milletvekili adayı.

24. NUSRET BAYRAKTAR :

Beyoğlu eski Belediye Başkanı. AKP İstanbul 1. bölge 7. sıra milletvekili adayı.

25. ALİ İBİŞ :

Eski FP Belediye Meclis üyesi. Tayyip Erdoğan dönemi FP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi. Belediye müteahhidi. AKP İstanbul 1. bölge 9. sıra milletvekili adayı.

26. NURETTİN CANİKLİ :

REFAHYOL dönemi İstanbul Defterdar vekili. AKBİL için gerekli iznin O’nun döneminde verildiği söylenmektedir. ALBAYRAKLAR grubu Mali koordinatörü. AKP Kurucular Kurulu üyesi. AKP Giresun 1. sıra milletvekili adayı.

27. MEHMET VECDİ GÖNÜL :

AKP Kocaeli milletvekili. Tayyip Erdoğan döneminde İstanbul Belediyesi denetimleri sırasında Sayıştay başkanı idi. Erdoğan’ın partide en güvendiği ve saygı duyduğu kişilerden.

28. ZEKİ ERGEZEN :

AKP Bitlis milletvekili. Tayyip Erdoğan’ın yakın dostu. Yakınları İGDAŞ’ta doğalgaz işi KİPTAŞ’ta da toplu konut yaptılar.

29. RESUL TOSUN :

ALBAYRAKLAR grubuna ait Yeni Şafak gazetesinin köşe yazarı. Tokat 4. sıra milletvekili adayı.

30. HAYATİ YAZICI :

Tayyip Erdoğan’ın avukatı. AKP İstanbul 2. bölge 5. sıra milletvekili adayı.

31. FATİH RECEP SARAÇOĞLU :

İstanbul Belediyesi’ne iş yapan müteahhit firmalardan ERTE inşaatın sahibi. AKP 1. bölge 17 sıra milletvekili adayı.

32. SAİM BAĞBARS :

İstanbul Belediyesine iş yapan müteahhit firmalardan AY-SA ve EN-SA’nın sahibi. İstanbul 1. bölge 21. sıra milletvekili adayı.

ERDOĞAN DÖNEMİNDE BELEDİYE OLANAKLARI İLE KÖKTENDİNCİ SİYASET

1. MÜSLÜMAN KARDEŞLER ÖRGÜTÜ İLE İLİŞKİLER :

Uluslararası islamcı terör örgütlerine destek sağladığı bilinen merkezi Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü’nün temsilcileri belediye kasasından İstanbul halkı cebinden karşılandı. Bu örgütün Ürdün sorumlusu Mohammed ASHMAWEY ile Mısır sorumlusu Hasan HUVAYDİ İstanbul Bakırköy’deki Holiday Inn otelinde kaldılar masrafları İstanbul Belediyesi şirketlerinden ULAŞIM AŞ tarafından ödendi. Bu olay İçişleri bakanlığı tarafından belgeleriyle tespit edildi.

2. MÜSLÜMAN TOPLULUK BİRLİĞİ :

Recep Tayyip Erdoğan 28-29 Mayıs 1996’daİstanbul’da “Müslüman Topluluklar Birliği Konferansı” düzenledi. Necmeddin Erbakan’ın açılış konuşmasını yaptığı bu toplantıya katılan yabancı müslüman ülkelerin delegelerinin 180 000 dolar tutarındaki İstanbul Eresin Oteli faturasını İGDAŞ ödedi. Tayyip’in yaptığı islamcı toplantıyı İstanbul halkı doğalgaz parası olarak finanse etti.

3. ULUSLARARASI İSLAM BİRLİĞİ KONFERANSI :

Erdoğan Nisan 1997’de “Uluslararası İslam Birliği” konferansı düzenledi. Masraflar yine İstanbul Belediyesi tarafından karşılandı.

4. TAKSİM MEYDANINA CAMİ :

RTE başkanlığı sırasında sürekli köktendincilere mesaj verdi siyasi ortamı germek pahasına onların hoşuna gidecek eylemlerde bulundu. Taksim Meydanı’na cami yapma projesi de bu eylemlerden biriydi. Taksim Gezisi’ne cami yapmak üzere o alanın kenarındaki dükkanların boşaltılması için tebligatlar bile çıkarıldı. Ancak görevden alınması üzerine bu proje ortada kaldı.

5. SİLAHLI KUVVETLER’DEN ATILANLARA KUCAK AÇTI :

İrticai faaliyetleri nedeniyle MGK kararıyla Silahlı Kuvvetler ile ilişiği kesilen subay ve astsubaylara Erdoğan sahip çıktı. Köktendinci kesimlere ‘ben ordudan korkmuyorum’ mesajı vererek puan toplamaya çalıştı. Ordu’dan atılmış 58 subay ve astsubay Erdoğan döneminde Belediye kadrolarında yer aldı.

6. ATATÜRK’E HAKARET EDENLERE KADRO :

Atatürk’e hakaret ettiği için kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm giymiş kişiler de Erdoğan tarafından sahiplenildi. Camilerde Atatürk düşmanlığı yapan imamlardan sözde bilim adamlarına kadar bir çok kişi İstanbul Belediyesi’nde işe alındı. Bu kişiler İstanbul halkı tarafından beslendiler. Erdoğan’ın danışmanı Atatürk’e hakaret suçundan 1.5 yıl hüküm giymiş Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma da bu kişilerdendi.

7. UĞUR MUMCU MAHALLESİ :

İsmi nedeniyle Yakacık’taki toplu konut bölgesi “Uğur Mumcu Mahallesi”ne İSKİ su bağlamadı. İETT otobüs seferi koymadı. Yollar yapılmadı. İSKİ Genel müdür mahalleliye “isminizi değiştirmezseniz size su yok” dedi. Olay basına yansıdı valilik el koydu ve uzun mücadelelerden sonra sorun çözüldü. ”

ŞEYHÜLİSLAM TAYİP HAZRETLERİ

Bu günlerde sık sık Tayip hazretlerinin ağzında bir laf duyuyoruz. ”İTALYADAKİ TEMİZ ELLER” benzetmesiyle Türkiye de ki aydın Ataürkçü Cumhuriyetçi ve muhalif yazar çizerleri muhalif gazeteleri maliye kıskacına alan TV kuruluşlarında hoşuna gitmeyen çalışanın işine son verdirten HİTLER vari susturan tutuklattıran göz altına aldıran gazeteleri susturan yandaş tv kanalları kuran Şeyhülislam Tayip hazretleri acaba; Kanal 7 Kanal 24 ve Yeni Şafak gazetesini neden mali incelemeye almıyor? İsterseniz Kanal 7 ve yeni Şafak gazetesinin kurulmadan önceki günlere gidelim ve savcıların hazırladığı iddianamelere müfettişlerin raporlarına bir göz atalım.

3 Kasım öncesi…

Maliye Bakanlığı “Hesap Uzmanları Kurulu”ndan 8 uzman yaklaşık iki yıl süren çalışmaları sonucunda yazdıkları 600 sayfalık rapor hazırladılar. Uzmanların raporu belgelere ve tanık ifadelerine dayanılarak hazırlanmıştı. Bu rapora göre 40 milyon dolar civarında yolsuzluk yapılmıştı. Yolsuzluğa adı karışanların bir kısmı tutuklu yargılanıyordu. Kimler mi? İGDAŞ eski Genel Müdürü Fuat Şengül İstanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan İroni Ajans’ın ortağı ve KANAL 7′nin spikeri Ahmet Hakan Coşkun İGDAŞ Pazarlama ve Satış Müdürü İbrahim Müjdat Oğuz İroni Ajans’ın (Kanal 7) ortağı Taci Erdemir ve Mehmet Öz hüsrev Lonca A. Ş. çalışanı Rasim Özdemir ve İGDAŞ görevlisi Mahmut Yılmaz ile aynı şirketin tahsildarı Metin Şahin İGDAŞ Anadolu Yakası Bölge Müdür Yardımcısı Yusuf Aydınoğlu’nun da aralarında bulunduğu yaklaşık 70 kişi. O zamanlar tutuklananlar arasında bulunan İGDAŞ eski Genel Müdürü Fuat Şengül sorgusu sırasında “Neden bizi yakalıyorsunuz da üstümüzdekilere (Belediye Başkanlarına-Erdoğan ve Gürtuna’yı kastediyordu) neden dokunmuyorsunuz?” diyordu. İroni Ajans’ın (Kanal 7) İGDAŞ ‘tan 1.5 trilyonu alırken adlarını kullandığı Eren Reklam ve Er Ofset adlı paravan şirketlerle ilgili olarak gözaltına alınan Mehmet Şişman’da ifadesinde oldukça ilginç açıklamalar yapıyordu: “Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı olan Tufan Mengi beni arayarak İGDAŞ’la ilgili naylon faturaya ihtiyacı olduğunu söyledi…Bunun üzerine bu işi yapan Ayhan Erim adlı arkadaşımı Tufan Mengi ile tanıştırdım… Bu tanıştırma karşılığı 5 milyar lira aldım…” Şimdi Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren tarafından hazırlanıp ve daha sonra DGM’ye sunulan rapora bakalım… Raporda Tayyip Erdoğan’la ilgili olarak “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ihalelere fesat karıştırmak ve cihat hazırlığı yapmak” iddiaları yer alıyordu.

Cürüm işlemek:

Siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan bir amaçla cürüm işlemek için devasa bir teşekkül oluştumak.

Fesat karıştırmak:

Oluşturulan bu teşekkül vasıtası ile organize çalışmalar yapmak suretiyle ihalelere fesat karıştırmak.

Kayırma:

Belediye ihalelerine esas olan şartnameleri Albayrak Grubu’nun çıkarı doğrultusunda hazırlamak.

Kollama:

Belediye şirketlerinde yönetim kurulu kararları ile yapılması planlanan hizmetleri Albayrak şirketine veya sahiplerinin kurdukları tali şirketlere vermek.

Fazla ödeme:

İhtiyaca binaen araç kiralanması adı altında sağlıksız satın alımlara ve gerçeği yansıtmayan işlere karşın büyük ödemeler yapmak.

Sahtecilik:

Hayali şirketlere naylon ve sahte faturalarla ödemeler yapmak.

Özel amaç:

Yapılan bu ödemeler sonucu toplanan paraları kendilerince bilinen kişilerin elinde toplayarak özel amaçlar doğrultusunda kullanmak.

Cihad hazırlığı:

Tüm bu yollarla siyasi sosyal ve ekonomik amaçları gerçekleştirmek amacıyla organizebir şekilde suç işlemek için oluşturulan teşekkül vasıtasıyla devlet parasını yani belediye parasını nitelikli yollar kullanarak geleceğin başbakanını hazırlamak ve cihat hazırlığı yapmak için yönlendirmek ve zimmete geçirmek.

Hortumlamak:

İstanbul içinde özellikle kapatılan FP belediyeleri ile işbirliği yaparak kamu imkanlarını çeşitli yollarla kendilerinin ve mensubu bulundukları partinin menfaatine aktarmak güncel tabiri ile hortumlamak.

Baskıcılık:

Bu eylemler sırasında baskı şiddet cebir ve mayfavari yollara başvurmak suretiyle suç işlemek.

Yasa tanımazlık:

2286 sayılı İhale Kanunu’na aykırı olarak ihtiyaçların serbest rekabet ortamından karşılanmasını engellemek. İhalelerde tasarruf tedbirlerine uymamak.

Zarar vermek:

Belediye imkanları ile yapılabilecek bazı işlerin başka kişi ve kuruluşlara yaptırılması sonucunda belediyeyi zarara uğratmak.

İddianame ve raporlara rağmen Recep Tayyip Erdoğan kameraların önüne çıkıp; “İddialarını ispatlamayanlar; bu kadar açık bu kadar ağır konuşuyorum alçaktır namussuzdur şerefsizdir…” diyordu. Ama aklanamdılar 3 Kasım’la birlikte dokunulmazlık zırhına büründüler.

İşte o vekiller ve yargılandıkları davalar:

Kemal Unakıtan:

Kemal Unakıtan hakkında toplam 9 ayrı dava açılmış; Unakıtan “çete” ve “haksız menfaat temin etmek” suçundan 5 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu.

Mehmet Mustafa Açıkalın:

Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Erdoğan’ın Genel Sekreteriliği’ni yapıyordu. AKBİL İGDAŞ ve Albayrak davaları sanığı iken polis tarafından aranıyordu.

Adem Baştürk:

Erdoğan’ın Genel Sekreter Yardımcısıydı. Gürtuna döneminde Genel Sekreter oldu İçişleri Bakanlığı müfettişlerince görevden alındı ve İGDAŞ davası sanığıydı.

Hüseyin Besli:

Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde 5 yıl Basın Danışmanlığı’nı yürüttü. İGDAŞ Yönetim Kurulu’nda üyesi ve İGDAŞ davası sanığıydı.

Mikail Arslan:

Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde Mesken ve Gecekondu Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Akbil davası sanığıydı.

İdris Naim Şahin:

Eski Kaymakam. Erdoğan’ın Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüttü. Akbil ve Albayrak davaları sanığıydı.

Akif Gülle:

Erdoğan Belediye Başkanlığı döneminde Belediye Personel Daire Başkanı’ydı ve FP’den ilk seçilen belediye kökenli milletvekiliydi. AKP’de milletvekili seçilen Gülle bilboard davası sanığıydı.

Mustafa Hilmi Güler:

Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde İGDAŞ Murahhas Azası görevinde bulundu. İGDAŞ sanığıydı.

Mustafa Ilıcalı:

Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde AKP Daire Başkanlığı yapıyordu Albayrak davası sanığıydı.

Zülfü Demirbağ:

Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü görevinde bulunuyordu ve Albayrak davası sanığıydı.

Selami Uzun:

Eski Kaymakam. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde zabıtanın da bağlı olduğu Kontrol Daire Başkanlığı görevinde bulunuyordu Albayrak davası sanığıydı ve 36 yıl ağır hapsi isteniyordu.

Nevzat Pakdil:

Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde İETT Genel Müdürlüğü yapıyordu. Refahyol iktidarı döneminde Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü görevini de üstlenmişti. İETT’nin reklam panosu ihalelerine fesat karıştırdığı iddiasıyla hakkında dava açılmıştı.

Ali Temur:

Necmetin Erbakan’la birlikte RP’ye ödenen Hazine yardımının usülsüz kullanılmasına ilişkin açılan davada 1 yıl hapis cezası aldı. İkametgahını Hollanda gösterdi. Polis kendisini ararken o seçim kampanyası sürdürüp Giresun’dan milletvekili seçildi.

Binali Yıldırım:

İDO eski Genel Müdürü. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanan raporlarda yolsuzluk yaptığı belirtiliyordu ve bunun üzerine görevden alındı. 3 Kasım’da o da İstanbul’dan milletvekili seçildi.

Mehmet Sekmen:

Kartal eski Belediye Başkanı. Yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmak suçlarından görevden alındı. Mahkeme kararıyla görevine döndü. Ancak hakkındaki soruşturmalar devam ediyorken o milletvekili oldu.

Halil Ürün:

İSKİ’de başkan danışmanlığı yaptı. Atatürk’e hakaret etmek suçundan mahkum olan Ürün’ün cezası Şartlı Salıverme Yasası gereği ertelendi. Ürün hakkında da yolsuzluk soruşturması bulunuyordu ama o da vekil oldu.

Yahya Baş:

Göngören eski Belediye Başkanı. İstanbul milletvekili olarak Meclis’e giren Baş hakkında yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmak iddialarıyla açılmış çok sayıda dava bulunuyordu.

Recep Koral:

Gaziosmanpaşa eski Belediye Başkanı. 3 Kasım seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçilen Koral yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmaktan yargılanıyordu. 3 Kasım’da milletvekil seçildi ve onun da dosyası rafa kaldırıldı.

Hamza Albayrak:

Belediye Teftiş Kurulu Başkanlığı yaptı. Amasya’dan Meclis’e giren Hamza Albayrak görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanıyordu.

Nurettin Canikli:

AKP Kurucular Kurulu üyesi Albayraklar Grubu Mali Koordinatörü olarak görev yapıyordu. 3 Kasım’da Giresun’dan milletvekili seçilerek Meclis’e girdi ve Albayraklar davasında sanık olmaktan kurtuldu. Kanal 7 Albayraklar bu ekip tarafından finanse edildi. Bu sürede oluşturulan çıkar ilişkileri ve haksız kazanç sağlayanlar müfettiş raporlarıyla belgelendi ve ilgili mahkemelere iletildi. Yeni Şafak gazetesi ve yayın sektöründe yeni başlayan Kanal 24’ te bu sürecin meyvesidir.

LİNK : https://turkiye.net/dosyalar/akp/recep-tayyip-ve-akpnin-yolsuzluklari/?

AK PARTİ DOSYASI /// MEHMET HAKAN DOĞAN : AK PARTİ’NİN VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN GÜNAH DEFTERİ


Araştırmacı ve Siyaset Uzmanı Mehmet Hakan DOĞAN’ın, zihinlerden kolay kolay silinmeyecek, belge niteliğindeki yazısı:

AK PARTİ’NİN VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN GÜNAH DEFTERİ

Her Türk vatandaşı gibi ben de 24 Haziran’da sandık başına gideceğim. Hiçbir baskı ve yönlendirme olmaksızın hür irademle oyumu kullanacağım inşallah. Seçimin, şimdiden ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Mesleğim gereği yıllardır sokaklarda, caddelerde, işyerlerinde ve meydanlardayım. Benim işim, siyasî gözlemlerde bulunmak, halkın nabzını tutmak, analizler yapmak ve doğru sonuçlara gitmek. Her seçimde olduğu gibi yine işimin başındayım. Güzel ülkemizi il il, ilçe ilçe geziyorum. Bugün bu yazımda siyasî gözlem, nabız tutma, analiz yapma ve sonuç tahmin etme gibi bir çalışmanın içine girmeyeceğim. Bir vatandaş olarak bugün kendi ruh ve gönül dünyamı sorgulayacağım. Sanıyorum bir kul olarak bu benim doğal hakkım.

16 yıllık iktidarında, değişik zamanlarda Ak Parti’ye oy verdim. Başka partilere de oy verdim. Her oy tercihinde, aklımı, vicdanımı, gönlümü, beynimi ve özümü dinledim. Hiçbirinden pişman değilim. Yine pişman olmamak için bütün samimiyetimle her türlü sorgulamayı yapıp, Allah’ın huzurunda hesap verirken kolay hesap vermeyi arzu ediyorum. Cenabı Hak, bu yaklaşımım ve içtenliğim dolayısıyla bu imtihanımı da kolay kılar inşallah.

Bir büyüğümden dinlemiştim, çok çarpıcı bir benzetme yapmıştı, hiç unutmuyorum. Demişti ki: İnsan hiç olmazsa bir tavuk titizliğinde olmalı; tavuklar çamurun, pisliğin içinden işine yarayanı alır, gerisini bırakır. Ne muhteşem bir teşbih, ne güzel bir örnek. Zaten hayvanlar dünyasını incelediğimizde, her hayvanın insandan daha ileri düzeyde bir özelliğine rastlamıyor muyuz? İnsandan daha hızlı koşan, insandan daha hızlı yüzen, insandan daha hızlı koku alan, insandan daha hızlı gören, insandan daha hızlı yiyen hayvanlar var. Neyse, konumuz bu değil. Ben bu seçimde en az, bir tavuk kadar titiz olacağım. Başkaları beni ilgilendirmez.

Benim konum şu: Bu seçimde Ak Parti’ye oy verecek miyim, vermeyecek miyim? Biraz garip, tuhaf geldi değil mi? Bu nasıl bir soru, seçime sadece Ak Parti mi giriyor, diğerleri hakkında niye bir yorum yapmıyorsun, daha genel bir soru iyi olmaz mı kardeşim, diyebilirsiniz. Haklısınız. Ancak ben kendimi sorguluyorum, kendi kalbimi dinliyorum, kendi içimden geçenleri masaya yatırıyorum. Bir vatandaş olarak Ak Parti’ye devam mı, diyeceğim; tamam mı, diyeceğim? Devam dersem neden; tamam dersem, neden? Sormak, akletmek, kıyaslamak, yorumlamak, sonuca gitmek benim hem meslekî vazifem hem de insanî duruşumdur.

Eğer bir konuda evet-hayır, devam-tamam, iyi-kötü gibi iki seçenekli bir durumla karşılaşırsanız en pratik yol şudur: Elinize bir kalem kağıt alırsınız, sayfayı yukarıdan aşağıya ikiye bölersiniz. Bir tarafa evet, bir tarafa hayır; ya da bir tarafa devam bir tarafa tamam; veyahut bir tarafa iyi, bir tarafa kötü yazarsınız. Yani, bir tarafa olumlulukları, bir tarafa olumsuzlukları yazarsınız. Hangi tarafın liste uzunluğu çoksa tercihinizi o yönde kullanırsınız. Ben de öyle yaptım. Bir tarafa Ak Parti’ye oy vermemin gerekçelerini yazdım, bir tarafa ise vermememin sebeplerini yazdım. Bugünkü tarih itibariyle, vermememin sebepleri, vermemin gerekçelerini ikiye katlamış durumda..

Ak Parti ile ilgili evet, devam, iyi ve olumluluk bildiren gerekçe listemin neredeyse tamamı 2002-2010 yılları arasını kapsıyor. Yapısal reformlar, yatırımlar, yasaklarla mücadele, yenilik, değişim, vatandaşa verilen değer, dış politikada diplomatik dil ve doğru diyalog, sade, samimi ve hizmet düşüncesi ile yapılan güzel çabalar… Ancak; hayır, tamam, kötü ve olumsuzluk bildiren sebepler listeme baktığımda 2010-2018 yılları arasında yoğunlaştığını görüyorum. Yani; yanlış adımlar, yanlış yönlendirmeler, yanlış yatırımlar, yanlış dil, yanlış düşünce, yanlış bakış açısı sonucu; yolsuzluk, israf, şatafat, depdebe, gurur, kibir, ehliyetsizlik, liyakatsizlık, öngörüsüzlük, tarafgirlik ağır basmış, güç zehirlenmesi baş göstermiş ve çürüme başlamış.

Bunun sosyo-psikolojik ve sosyo-politik izahları, ayrı bir yazının konusudur. Bu kısma hiç girmeyelim. Daha anlaşılır, daha müşahhas, daha belirgin olumsuzluklar listesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ak Parti ile ilgili aşağıda sıraladığım listedeki konular, 16 yıl boyunca gözümüzün önünde cereyan eden, bilgi, belge ve arşivleri ile herkesçe malûm olan konulardır. Belki bu liste, Kanunî’nin mezarına, Şeyhülislamdan aldığı fetvaları koydurtma isteği gibi de algılanabilir. Allah’a hesap verirken elde sağlam gerekçeler olsun. Tabi bu listedeki her bir madde, ayrı bir yazının, ayrı bir makalenin konusu olacak kadar hatta her biri için kitap yazılacak kadar uzun konular.

İşte Ak Parti’nin ve onun kurucusu, lideri, yönlendiricisi, baş aktörü Recep Tayyib Erdoğan’ın günah defteri:

1- Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Eş Başkanlığı ve Emperyalizmin Ortadoğudaki Maşalığı

2- Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) İle, 10 Yıllık Yol Arkadaşlığı, Kan Kardeşliği ve Ruh İkizliği

3- Açılım Süreci, Habur Rezaleti, Oslo Kepazeliği, İmralı (Öcalan) Dostluğu, Dolmabahçe Mutabakatı

4- Kıbrıs Politikasında Rauf Denktaş’a Karşı Annan Planı’nın Savunulması ve Evet Kararı

5- Yunanistan Tarafından, Ege’de 18 Adamızın İşgaline Karşı Sessiz Kalınması

6- Yanlış Ortadoğu Politikası, Suriye Rejimini ve Esad’ı Düşman İlan Etme, ABD ve Batı’nın Suriye’yi Parçalama Planına Alkış Tutma

7- ABD’nin Irak’a Girmesine ve 31 Mart Tezkeresi’ne Destek Verilmesi

8- Recep Tayyip Erdoğan’a ABD’de, Yahudi Üstün Cesaret Madalyası ve Yahudi Üstün Cesaret Ödülü’nün Verilmesi

9- Müslüman Kardeşler, El Kaide, Hamas, IŞİD, Nusra, Ahrar El Şam ve PKK Seviciliği

10- PYD Terör Örgütü Sözde Lideri Salih Müslim’in, Ankara’da Kırmızı Halılarla Karşılanması ve Sonra Terörist İlan Edilmesi

11- Sürekli Değişen Dış Politika Yanlışlığı, Sürekli Eksen Kayması, Sürekli Dış Düşmanlar Üretme Hastalığı, Sürekli Dış Güçlere Bağlanan Hatalar

12- Ergenekon ve Balyoz Davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin Belinin Kırılması, Türk Milliyetçisi, Vatansever, Atatürkçü Askerlerin Tasfiyesi

13- Kozmik Odanın Kapılarının FETÖ Savcılarına Açılması, Devletin En Gizli Sırlarının Deşifre Olmasına Seyirci Kalınması

14- Yolsuzluk, Hırsızlık, Vurgunun Ayyuka Çıkması ve Kamu Malının Yandaşlar Tarafından İç Edilmesine Ortak Olunması

15- Ehliyet ve Liyakatin Rafa Kalkması, Torpilin Normal Hale Gelmesi, Devletin En Üst ve En Kritik Yerlerine Kendi Adamlarının Yerleştirilmesi

16- Adalet Anlayışının Yerle Bir Edilmesi ve Evrensel Hukuk Nizamının Ortadan Kaldırılması

17- Yargı Bağımsızlığına Gölge Düşürülmesi, Mahkemelerin, Savcı ve Hakimlerin Tartışılır Hale Gelmesi

18- Kalkınmanın Sadece İnşaat Olarak Görülmesi; Eğitim, Kültür, Bilim ve Sanatın Yok Sayılması

19- Devletin En Stratejik Kurumlarının Özelleştirme Adı Altında Satılması ve Yandaş Firmalara Peşkeş Çekilmesi

20- Kamu İhale Yasası’nın 16 Yılda 186 Defa Değiştirilmesi; Yasaya Göre Firma Değil, Firmaya Göre Yasa Düzenlemesi

21- Eğitime Gereken Değerin Verilmemesi, Sürekli Değişen Sınav Sistemleri ve PİSA Sonuçları

22- Toplumun Bölünmesi, Ötekileştirilmesi ve Kendi Dışındakilere Vatan Haini, Düşman Gözüyle Bakılması

23- Milliyetçiliğin Ayaklar Altına Alınması, Andımızın Kaldırılması ve Milliyetçiliğin Irkçılık (Kavmiyetçilik) Gibi Görülmesi

24- Millî ve Manevî Değerlerin İstismarı, Sömürülmesi, Kur’an’ın Meydanlarda Sallanması ve Muaviye Zihniyeti

25- İslam Ahlakının Temel İlkelerinin Yıkılması ve Dindarlığın Değil, Dinciliğin Tercih Edilmesi

26- Aile, Eş, Dost, Yakınlarının Zenginleşmesi ve Belli Bölgelerden Biatçı Müteahhitletin, İş Adamlarının Türemesi

27- İsraf, Saçıp Savurma Politikası ve Devlet Kaynaklarının Çarçur Edilmesi

28- Çankaya’dan Vazgeçilerek Saray Yaptırılması ve Devlet İtibarının Gösterişli Binalar Olarak Görülmesi

29- Şatafat, Depdebe, Gösteriş Düşkünlüğü ve Mütevazı Yaşamdan Vazgeçilmesi

30- Yandaş Basın Oluşturularak Tek Tip Medya Düzeninin Kurulması ve Farklı Seslerin Kısılması

31- Şehirlerin Betonla Çirkinleştirilmesi, Estetik Mimarinin Oluşturulamaması ve İstanbul’un Tarihî Silüetinin Bozulmasına Bile Göz Yumulması

32- Tarım ve Hayvancılığın Yok Edilmesi, Türk Çiftçisinin Üretemez Hale Gelmesi ve Etin Dahi Sırbistan’dan Alınması

33- İşsizliğin Sürekli Artması, Genç İşsiz Sayısının Çoğalması, Gerçekte % 20’lerde Olan İşsizliğin % 12 Gibi Gösterilmesi

34- İş Sağlığı ve Güvenliğinin Yetersizliği, Ölümlü İş Kazalarında, Türkiye’nin Avrupa’da Birinci, Dünyada Üçüncü Olması

35- Orta Sınıfın Yok Edilmesi ve Zenginin Daha Zenginleşmesi Fakirin Daha Fakirleşmesi

36- Düşünce ve Kanaate Pranga Vurulması, Fikirlerinden ve Yazılarından Dolayı Binlerce İnsanın Hapishaneyi Boylaması

37- Demokrasi ve Özgürlük Alanlarının Daraltılması ve Muhaliflere Baskı Uygulanması

38- Kur’an’ın, Dolayısıyla Allah’ın Reddettiği Tek Adamlık Düşüncesinin Meşrulaştırılması

39- Devlete; Mezhep,Tarikat ve Cemaat Güçlerinin Yerleştirilmesi ve Oy Uğruna Onların Desteklenmesi

40- Devlet Adamı Anlayışının Kaybolması ve Popülist Politika Yürütmenin Tercih Edilmesi

41- Yerleşmiş Parlamenter Sistemin Yıkılması ve Dünyanın Hiçbir Yerinde Uygulaması Görülmeyen Bir Başkanlık Sisteminin Getirilmesi

42- Cumhuriyet Değerlerine ve Atatürk’e Gösterilen Düşmanlığa Sesiz Kalınması

43- Doların ve Euro’nun Aşırı Yükselişi ve Vatandaşın Her Geçen Gün Daha Yoksullaşması

44- Meydanlarda Faize Karşı Olunduğu Söylenmesine Rağmen, Faizin Yükseltilerek Lobilere Teslim Olunması

45- Hiçbir Aklî ve Mantıkî Gerekçesi Olmadığı Halde Üniversitelerin Bölünmesi

46- Stratejik Bir Alan Olan Şeker Fabrikalarının Satılması ve ABD Merkezli, Çok Uluslu Cargill Şirketine Teslim Olunması

47- Türkiye’nin Dış Borç Stokunun 453 Milyar Dolar Olmasına Rağmen IMF’ye Borcumuz Yoktur, Diyerek Algı Yaratılması ve Halkın Kandırılması

48- Seçim Vaadi Olarak "Millet Kıraathaneleri" Gibi Son Derece Komik ve Basit Bir Projenin Sunulması

49- En Ağır Hakaretleri Yapmalarına Rağmen, FETÖ Davalarında Doğu Perinçek’e; Makamı Kaybetmemek Uğruna İse Devlet Bahçeli’ye Teslim Olunması

50- FETÖ İle İltisakı Olması Sebebiyle Görevden Alınan Belediye Başkanları İçin Hukukî Bir Süreç Başlatılmaması

51- FETÖCÜ Öğretmen, Hemşire, Savcı, Hakim, Polis, Asker, Memur, İşadamı, Esnaf, Baklavacı Bulunmasına Rağmen, Kendi İçlerindeki Siyasî FETÖ’ye Dokunulmaması

52- RTE’nin, Üniversite Diplomasının Tartışılmasına Açıklık Getirememesi ve Üniversiteden Bir Tane Arkadaş Bile Gösterememesi

53- Ankara’daki Saray Yetmiyormuş Gibi Bir de Marmaris Okluk Koyu’na 300 Odalı Yazlık Saray Yapılması

Elimi vicdanıma koydum, aklıma danıştım, özümü dinledim, listeye baktım; bu saatten sonra Ak Parti’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a ve şürekasına oy vermem mümkün değil.. Öbür dünyada her şeyden hesaba çekecek olan Allah, bunları bana sormaz mı?

Mehmet Hakan DOĞAN

Araştırmacı ve Siyaset Uzmanı

MOSSAD DOSYASI : MOSSAD Twitter’dan bir tek Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ediyor


MOSSAD Twitter’dan bir tek Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ediyor

İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın adıyla twitter’dan paylaşımlar yapan çok takipçili bir hesabın sadece Recep Tayyip Erdoğan’ı takip etmesi dikkat çekti. İsrail medyası ise, hesabın parodi olduğunu duyurdu.

İsrail gizli istihbarat servisi MOSSAD’ın twitter’da resmi hesabı bulunmuyor. Ancak MOSSAD adına paylaşım yapan hesaplardan en çok takipçisi olan bir @TheMossadIL, bir özelliğiyle dikkat çekiyor.

Hesap, sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ediyor.

İSRAİL MEDYASI, HESABI KİMİN KULANDIĞINI DA AÇIKLADI

Hesabı, Kanada’da yaşayan Shawn Eni isimli bir yazılımcının yönettiği ortaya çıktı. Ancak Mossad, 70 binden fazla takipçisi olan bu hesabı kapatmak için bugüne kadar herhangi bir girişimde bulunmadı.

MOSSAD NEDİR?

Mossad; dünya genelinde faaliyet gösteren, en gizli, en bilinmeyen istihbarat örgütüdür. Çoğu kimse İsrail gibi “küçük” bir devletin niçin ve nasıl böyle bir organizasyona sahip olduğunu anlayamaz. Süper güç ABD’nin CIA’i dışında dünyada bu kadar etkin tek istihbarat örgütünün İsrail’e ait olması aslında oldukça dikkat çekicidir. Mossad’ın kurulmasından önce İsrail Devleti’nin istihbaratı SHAI isimli örgüt tarafından sağlanıyordu. Mossad’ın kurulmasıyla bambaşka bir yapılanma ve dünyanın en tehlikeli cinayet şebekesi oluşturuldu. Bu cinayet şebekesi pek çok ülkede mafyayı, terör örgütlerini ve kontrgerillayı örgütledi.

SİYASİ DOSYA /// Mustafa ACER : SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ


1. FOTOĞRAF : AZERBEYCAN ONUR ÖDÜLÜ TÖRENİ

2. FOTOĞRAF : AFGAN ONUR ÖDÜLÜ TÖRENİ

3. FOTOĞRAF : ÜSTÜN CESARET ÖDÜLÜ TÖRENİ

Mustafa ACER : SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ

01 Mayıs 2018

T. C. Bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes yasalara uymak zorundadır.

T. C. Anayasasının 174. Maddesindeki “İnkılâp Kanunlarının Korunması” konusundaki Kanunlardan 7. Sırada yer alan “26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun” 2. Maddesinde ifade edildiği gibi “Türkler yabancı Devlet nişanları da taşıyamazlar.”

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN; Cumhurbaşkanı olarak ikinci yurtdışı ziyaretini 03 Eylül 2014 tarihinde Azerbaycan’a yapmıştır. Bu ziyaret sırasında, Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALIYEV tarafından, Azerbaycan Devlet Nişanı olarak “Haydar Aliyev Onur Ödülü” verilmiştir.

Sayın R. Tayyip ERDOĞAN’ın 18 Ekim 2014 Afganistan’ı ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanı Sayın Eşref Gani Ahmedzai tarafından, Afganistan Devlet Nişanı olarak “Afganistan’ın en yüksek sivil nişanı” verilmiştir.

Ayrıca bir Devlet Nişanı olmamasına rağmen, bugüne kadar hiçbir Müslüman’a verilmemiş olan; “Yahudi Üstün Cesaret Ödülü” 26 Ocak 2010’da Amerikan Yahudi Birliği ve Dünya Yahudileri Birliği tarafından Recep Tayyip ERDOĞAN’a verilmiştir. Bu ödülün o dönemde T. C. Başbakanı olan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından kabul edilmiş olması da etik olarak uygun olmamıştır.

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN; T. C. Anayasasına göre, yabancı devlet nişanı taşıdığı için T. C. Vatandaşı olamaz. Anayasanın 101. Maddesine göre T. C. Vatandaşı olmayan bir kişi Cumhurbaşkanı olamaz.

******

T. C. ANAYASASI ilgili maddeleri aşağıda verilmiştir.

– Türk vatandaşlığı:

MADDE 66.– Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.

Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.

Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.

Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

– Cumhurbaşkanı:

A. Adaylık ve seçimi

Madde 101- Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. …
(Devamı)

– İnkılâp Kanunlarının Korunması

MADDE 174. – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:

1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun;
6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun;
8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.

EFENDİ, BEY, PAŞA GİBİ LAKAP VE UNVANLARIN KALDIRILMASINA DAİR KANUN

Kanun Numarası: 2590 – Kabul Tarihi: 26.11.1934

Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 29.11.1934 – Sayı: 2867
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3 – Cilt: 16 – Sayfa: 6

Madde 1 – Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar.
Madde 2 – Sivil ve rütbe ve resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harb madalyaları bundan müstesnadır. Türkler yabancı Devlet nişanları da taşıyamazlar.
Madde 3 – Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere kara ve havada Müşirlere Mareşal, Birinci Ferik, Ferik ve Livalara General, Denizde Birinci Ferik, Ferik ve Livalara Amiral denilir. Generallerin ve Amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla Deniz Müşirleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Ali Askeri Şurası kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin tasdiki ile konulur.
Madde 4 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Madde 5 – Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.