FETÖCÜ POLİSLER DOSYASI : FETÖ’nün “emniyet mahrem yapılanmasının” bilinmeyenleri


FETÖ’nün "emniyet mahrem yapılanmasının" bilinmeyenleri

FETÖ’nün emniyet mahrem yapılanmasında yer aldığı belirlenen Ercan Şahin’e "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan verilen 16 yıl 6 ay hapis cezasının gerekçeli kararı yazıldı.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince verilen hükmün gerekçeli kararında, FETÖ’nün "emniyet mahrem yapılanması"nın, gizli tanık "Garson" un Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ettiği iki SD karttaki bilgiler doğrultusunda deşifre edildiği bildirildi.

Karttaki verilerde örgütün yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi ve kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı, örgütün emniyet yapılanmasında yer alan mahrem imamlar ve üst düzey örgüt yöneticilerinin kod isimlerinin yanı sıra geçmişteki görevleri, operasyonel telefon hat numaraları ile özel hayatına ait bilgilerin yer aldığı belirtildi.

7 büyük bölge, 10 temsilcilik

Gerekçeli kararda, FETÖ’nün emniyet mahrem yapılanmasının, 7 büyük bölge (BB) ve bunlara bağlı küçük bölgeler ile 10 ana temsilcilikten oluştuğu ifade edildi.

Büyük bölgelerin Ankara BB, Ege BB, Erzurum BB, Gaziantep BB, İrfan Bey BB (Polis Akademisi ve Polis Koleji), Marmara BB ve Okul BB (Polis Okulları) olduğu belirtilen gerekçeli kararda, büyük bölgenin alt birimlerini oluşturan yapılanmalara ise küçük bölge (KB) denildiği anlatıldı.

Küçük bölgelerin il ve ilçelerden oluştuğu bildirilen gerekçeli kararda, "Emniyet Mahrem Hizmetler Yapılanması Kodlamaları" başlığı altında FETÖ’nün Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) içindeki yapılanmasına da yer verildi.

FETÖ’nün EGM bünyesinde örgütlenmesinin 10 ana temsilcilik şeklinde olduğuna işaret edilen kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

"FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Emniyet Genel Müdürlüğü içindeki yapılanması, Ankara Büyük Bölge Temsilciliği, İstanbul/Marmara Büyük Bölge Temsilciliği, İzmir/Ege Büyük Bölge Temsilciliği, Gaziantep Büyük Bölge Temsilciliği, Erzurum Büyük Bölge Temsilciliği, İrfan Bey Temsilciliği (Polis Akademisi ve Polis Koleji), Okul Büyük Bölge Temsilciliği (Polis Okulları), Dil Kursu Büyük Bölge Temsilciliği (İDB – Yıldız), Kimya Dersi Temsilciliği (KOM), Tarih Dersi Temsilciliği (TEM) olarak 10 ana kısımdan oluşmaktadır. Bu kısımların üstünde bunları yöneten bir birim abisi vardır. Bu kişi sözde EGM’yi yöneten imamdır.

Emniyet imamına bağlı çalışan bir sekreter vardır. Bu sekreter, FETÖ’nün mali ve personel yapısını takip eder. Temsilciliklere bağlı küçük bölge mesulü/genel müdürü vardır. Her temsilciliğin altında dörder küçük bölge bulunmaktadır."

Mahrem yapının unvanları

Gerekçeli kararda, örgütün mahrem yapılanmasında görev alan imamlara sorumlulukları ve hiyerarşik konumlarına göre "temsilci", "genel müdür", "müdür", "genel sekreter", "küçük bölge sekreteri", "il sekreteri", "rehberlikçi/ramcı", "bilişim/ATM/sosyal medya", "zümre başkanı/müdür yardımcısı" ve "öğretmen" unvanı verildiği anlatıldı.

Kararda, gizli tanık Garson’un beyanı ve savcılığa teslim ettiği SD kartlarda yer alan bilgilere göre bu unvanları taşıyan mahrem yapıdaki imamların görev alanları ve sorumlulukları şu şekilde sıralandı:

"Temsilci: Türkiye genelindeki 5 büyük bölgenin en başındaki kişidir. Bu temsilciler doğrudan emniyet imamına bağlıdır ve kendilerine bağlı 4 küçük bölgeden sorumludur.

Genel müdür: Küçük bölgelerin en başındaki isimdir.

Müdür: Küçük bölgelere bağlı illerin en üstündeki kişidir.

Genel sekreter: Büyük bölgede amir ve memurlar için temsilci adına personel, izdivaç, mali konular, ümit (örgüte yeniden kazandırılması gereken kişi) ile ilgili işleri takip edip raporlayan kişidir.

Küçük bölge sekreteri: Küçük bölgede amir ve memurlar için genel müdür adına personel, izdivaç, mali konular, ümit ile ilgili işleri takip edip raporlar.

İl sekreteri: İl müdürü adına personel, izdivaç, mali konular, ümit ile ilgili işleri takip edip raporlar.

Rehberlikçi/ramcı: Hem öğretmenlerin (mahrem abilerin) hem de öğrencilerin (EGM personeli) yıllık faaliyette bulunması gereken dini konuları belirler, yönlendirir ve denetler. Bu kişiler temsilci adına faaliyet yürütür.

Bilişim/ATM/sosyal medya: Bu kişiler örgüt içinde temsilciye, genel müdüre ve müdüre bağlıdır. Bunlar adına örgüt üyelerinin dijital anlamda tedbirli olup olmadıklarını kontrol eder, tedbiri zayıflatabilecek konuları tespit edebilmek için arama tarama faaliyetlerinde bulunurlar. Örgütsel faaliyetler için sosyal medyayı da etkin kullanırlar.

Zümre başkanı/müdür yardımcısı: Müdür pozisyonundaki kişilere yardımcı olur ve ilin büyüklüğüne göre sayıları değişebilir.

Öğretmen: Örgüt üyesi EGM personeliyle birebir ilgilenen, toplantılar yapan ve örgütsel talimatları doğrudan ileten mahrem imamlardır."

Mahrem imamlar da sınıflandırılmış

Kararda, emniyet mahrem yapılanmasındaki sözde üst düzey yönetici ve mahrem imamların sorumluluklarına göre ayrıca harflerle kodlandığı, böylece bu kişiler arasındaki hiyerarşinin belirgin hal kazandığı ifade edildi.

Gerekçeli karara göre "AAA" temsilciyi, "AA" genel müdürü, "A" müdürü, "BB" okul biriminde görevli müdür yardımcısını, "B" müdür yardımcısını ve zümre başkanını, "C" ise öğretmeni ifade ediyor.

ARAŞTIRMA DOSYASI /// E. TÜMG. ARMAĞAN KULOĞLU : SURİYE’NİN SİYASİ YAPILANMASI ŞEKİLLENİYOR


E. TÜMG. ARMAĞAN KULOĞLU : SURİYE’NİN SİYASİ YAPILANMASI ŞEKİLLENİYOR

Suriye’nin yeni siyasi yapılanmasının ana hatları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Cereyan eden olaylar bu yapılanmanın mevcut resmi durumdan farklı olacağını gösteriyor. Yeni şekillenen yapı, Türkiye’nin güvenliğine olumsuz etki yapacağı dikkate alınarak önlem alınmasını gerektiriyor.

Esad rejimi, PYD/YPG’yle anlaşma yolları arıyor

Esad yönetiminin, PKK’nın Suriye kolu olan YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleriyle (SDG) görüşmeler yaptığı kaydedilmiştir. Her iki unsurun savaşın sona erdirilmesi için komiteler kurmaya karar verdikleri öğrenilmiştir. Bu komitelerin şiddetin ve savaşın sona erdirilmesinin yanında, Suriye için bir yol haritasının oluşturulması için çalışacakları da ifade edilmektedir.

Bir süredir devam eden görüşmeler sonucunda, Esad rejimiyle SDG’nin, Suriye’nin mevcut merkezi yapısıyla yola devam edilemeyeceği, adem-i merkezi yapıya geçilmesi hususunda mutabakata vardıkları anlaşılmıştır.

Bu kapsamda Esad rejiminin SDG tarafına, rejimin taleplerini içeren 12 maddelik sınırlı bir federasyon veya özerklik teklif ettiği ve bu maddelerin de müzakereye tabi olduğu söylenmektedir.

Bunların içinde, Rakka ve Deyrez-zor’un devlete teslim edilmesi, yer altı/üstü servetlerin ve enerji üretiminin merkezi yönetimin kontrolünde olması, devlet kurumlarında ve sınırlarda Suriye bayrağının esas alınması, dış güçlerle ilişkinin kademeli olarak kesilmesi, DAEŞ’e karşı müşterek mücadele edilmesi, yeni anayasada Kürtlerin statüsünün diyalog sonucunda sağlanacak esaslarla yer alması konularının bulunduğu ifade edilmektedir.

Esad rejimi İdlip’te de kontrol sağlamak istiyor

İdlip’te rejim güçleriyle muhaliflerin çatışmasını ve terör faaliyetlerini önlemek üzere, Türkiye-Rusya ve İran’ın sağladığı mutabakat çerçevesinde gözlem noktalarının oluşturulmasına karar verilmiştir. Türkiye kendine ait gözlem noktalarının oluşturulmasını ön görülen zamanda tamamlamıştır. Rusya da gecikmeli olarak kendine ait olanları tesis etmiştir. Ayrıca riskli olan yerlerde çatışmasızlık bölgeleri de tespit edilerek çatışmaların önlenmesine çalışılmıştır.

Suriye rejimi, bunların dışındaki bölgelerde çeşitli operasyonlar gerçekleştirerek kontrol altında tuttuğu bölgeleri genişletmektedir. Ancak bu sefer İdlip’e de kapsamlı bir kara ve hava harekâtı hazırlığı yapıldığı tespit edilmiştir. Bu harekât için rejim güçleriyle beraber hareket etmek üzere Hizbullah milislerinin de hazırlık içinde olduğu tespit edilmiştir.

PYD/PKK da, İdlip’e yapılacak harekâta katılmak istediğini beyan etmiştir. Bu durum, PYD’nin Esad rejimiyle dayanışma içinde olabileceği anlamını taşımakta ve Suriye’nin yeni siyasi yapılanmasındaki statüde güçlü bir şekilde yer almaya istekli olduğunu göstermektedir.

Yeni siyasi yapı, Türkiye’nin güvenliğine tehdit

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonlarının, Suriye’nin kuzeyinde bir bütün halinde, Akdeniz’e de bağlantısı olabilecek bir terör oluşumunu engellemesi açısından ne kadar önemli ve kıymetli olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Burada sonuna kadar diretilmesi halinde bu oluşum gerçekleşemeyecektir.

Menbiç’teki durum hala arzu edilen sonuca ulaşmamıştır. Tehdidin şimdilik Fırat’ın doğusunda tutulması, mevcut gelişmeler çerçevesinde sanki Türkiye tarafından kabullenilmiş gibi görünmektedir. Ancak bunun sürdürülebilir olduğu söylenemez. Yeni siyasi yapılanma Türkiye için bir tehdittir. Türkiye Suriye’nin sadece toprak bütünlüğü değil, siyasi birlik içinde toprak bütünlüğü üzerinde durmalıdır.

Yeni yapılanmada, Fırat’ın doğusunda bir Kürt federasyonu veya özerkliği oluşturulması için görüşmeler devam etmektedir. Buna ABD, kendi kontrolünden uzaklaşmaması kaydıyla rıza göstermekte, Rusya ise desteklemektedir.

Bu durumda, en azından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonlarıyla kontrol altına alınan bölgenin de, Türkiye’nin kontrolünden çıkmadan özerk bir yapıda olması için çaba sarf edilmelidir. İdlip’in de Akdeniz’e çıkışı kolaylaştıracak bölge olarak önemli olduğu dikkate alınmalıdır.

Özellikle ABD’yle ilişkilerin bozulduğu bu ortamda, Suriye’de, Ege’de ve Kıbrıs’ta, aleyhimizde durum yaratmak için fırsat kollayan ülkelere ve gelişmelere karşı uyanık olunmalı, hassasiyet gösterilmelidir.

03 Ağustos 2018

FETÖ ÖRGÜTÜ DOSYASI : FETÖ’nün ‘Hadim’ yapılanması çözüldü


Mart ayından bu yana düzenlenen operasyonlarla 250 kişi gözaltına alınırken sözde ‘Bakırköy il imamı’ ‘Asım’ kod adlı Ayhan Zelvi’nin de aralarında bulunduğu 150 kişi tutuklandı. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlediği operasyonda gözaltına alınan bir örgüt üyesi, ‘Bakırköy il hadim yapılanması’ndan bahsederek bazı bilgiler verince örgütün bu kanadı aydınlatıldı. İtirafçılar ve ByLock yazışmalarından yola çıkılarak yapılan araştırmaya göre, Hadim yapılanması, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen tarafından ilk yıllarda oluşturuldu. Örgütün diğer birimlerine yer, imkân ve parasal destek sağlayan ana yapılardan biri olduğu belirlendi. Hadim yapılanmasının, örgütte ‘esnaf, esnaf abiliği, esnafçılık, mütevelli esnaf’ gibi terminolojileri yerleştiren, yardım, himmet, burs adı altında toplanan paralarla ‘eğitim danışmanları, izdivaç yapılanması, ünite yapılanması, mahrem hizmetler sınıfı’ gibi birimleri finanse eden kaynak olduğu saptandı.

FALCON’UN ŞİFRELERİ

FETÖ üyelerinin ByLock’tan sonra kullandığı gizli haberleşme programı Falcon’un da özellikleri deşifre edildi. Yazılan mesajların belli bir süre geçtikten sonra silindiği, polisin kapısına dayandığı ya da yakalanma endişesine kapılan kişinin normal şifreyi değil de sahte parola bölümüne şifre girdiğinde, diğer kullanıcılara operasyona maruz kaldığı otomatik mesajının gittiği, mesajın gitmesiyle kullanıcıların kayıtlı mesajlarının aynı anda silindiği, grup içindeki bir kişi tarafından da hedef telefondaki mesajların uzaktan müdahaleyle yok edilebildiği saptandı.

FETÖ ÖRGÜTÜ DOSYASI /// E. KORG. İSMAİL HAKKI PEKİN : BALKANLAR’DA CİDDİ BİR FETÖ YAPILANMASI VAR


MİT’in Kosova yetkilileriyle birlikte yürüttüğü FETÖ operasyonunun ardından Kosovalı yetkililerin görevden alınması sürecini Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin Sputnik’e değerlendirdi.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), FETÖ’nün Balkan ayağına ağır darbe indirerek, örgütün 6 üst düzey elemanını Türkiye’ye getirdi. Operasyonun duyulmasının ardından Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj, İçişleri Bakanı Flamur Sefaj ve Kosova İstihbarat Ajansı Başkanı Driton Gashi’yi görevden aldı. Ramush’un hamlesi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert tepkisiyle karşılık buldu. Erdoğan Ramush’a "Milli İstihbarat Teşkilatımız, Kosova’da yaptığı operasyonla bunların (FETÖ) Balkanlar’daki en üst düzey yöneticilerini paketledi; bunun üzerine Kosova’nın Başbakanı tuttu, istihbaratın başındaki kişiyle içişleri bakanını görevden aldı. Şimdi soruyorum, ey Kosova’nın Başbakanı, kimin talimatıyla sen böyle bir adım attın? Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’ne darbe yapmaya gayret edenleri korumaya başladın? Kosova’yı bir kardeş olarak bağrına basan Türkiye’ye darbe girişiminde bulunan bu adamları, sen koynunda nasıl beslersin, bunun hesabını sen de vereceksin. Benim Kosovalı kardeşlerim sana bunun hesabını soracaktır" sözleriyle diye seslendi. Son bir hafta içerisinde üst üste yaşanan bu gelişmeleri Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Sputnik’e değerlendirdi.

‘KOSOVA’DAKİ OPERASYON YERİNDE VE MEŞRU’

Kosova’da gerçekleştirilen operasyonun yerinde ve meşru olduğuna işaret eden Pekin "Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Kosova’nın emniyet teşkilatı ve istihbaratıyla birlikte yaptığı operasyonla, benim istihbarat başkanlığım döneminde ABD’nin Türkiye’deki El Kaide unsurlarına yönelik MİT ve emniyet teşkilatıyla birlikte yürüttüğü operasyonlardan bir farkı yok. Söz konusu terör örgütü unsurları olduğunda bu tür operasyonlar hep yapılır. Uzun zaman ABD ve Türkiye bu tür operasyonlar için iş birliği içerisindeydi, kim bilir belki aynı şekilde devam ediyordur. Kosova’da gerçekleşen operasyon da benzer nitelikte. Ve böyle bir operasyonun gerçekleşmesi için Kosova Başbakanı’yla irtibata geçilmesine veya iade anlaşması imzalanmasına gerek yok. Bu doğrudan istihbarata örgütlerinin iletişimiyle gerçekleşecek bir operasyon. Asıl sorun operasyonun açığa çıkması. Eğer açığa çıkmasaydı bu gibi sorunlar yaşanmayabilirdi" dedi. Pekin şöyle devam etti:

"Bütün ülkeler birlikte benzer örtülü operasyonlar gerçekleştirirler; yeter ki ortak bir ‘terörist’ tanımı olsun. Türkiye’deki El Kaide operasyonların bir farkı yok. Ancak bu operasyonlar yapılırken, hiç bir zaman yakalananların teslim edilip edilmediği açıklanmamıştır, asıl sorun bu."

‘KOSOVA’DAKİ SÜRECE ALMANLAR MÜDAHİL OLMUŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR’

Kosova’nın tutumunun Almanya’nın baskısının sonucu olabileceğine işaret eden Pekin "Kosova, Avrupa Birliği’ne girmeye çalışan bir ülke ve Kosova’da Almanya’nın kontrolü söz konusu. Yani kuvvetle muhtemel Almanların, veya belki Amerikalıların, devreye girmesiyle bu operasyon engellenmeye çalıştı. İki taraftan birisi bu operasyon süreciyle ilgili olarak Türkiye’yi suçlamış veya Kosova Başbakanı’na baskı yapmış olabilir. Kosova Başbakanı da bunu üzerine yetkilileri görevden alma kararı almış olabilir. Kosova’da Alman sermayesi hakim olduğu için ben Almanların devreye girdiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye ve Kosova arasındaki yakınlığın önemine işaret eden Pekin "Kosova ve Türkiye birbirine çok yakın. Türkiye’nin Kosova’ya, gerek bağımsızlığını ilan edişi sırasında gerekse diğer konularda, çok büyük bir desteği var. Bu operasyon belli ki iki ülkenin istihbarat örgütlerinin de (FETÖ’yü) ‘terör örgütü’ olarak görüyor olmasıyla gerçekleşti. ABD veya Almanya ise FETÖ’yü ‘terör örgütü’ olarak görmüyor. Zaten bu sebepten FETÖ’nün elebaşı Amerika’da; örgütün çok sayıda üyesi de Almanya’da bulunuyor. Bu kişilerin yargılanması gerekiyor" dedi.

‘BENZER OPERASYONLAR DEVAM EDER, ETMELİ DE’

Benzer operasyonların devam etmesinin olası olduğuna işaret eden Pekin "Bu operasyonlar devam eder, etmeli de. Ancak bu operasyonların ABD’ye ulaşması zor; çünkü bunun olması için önce bu konunun ABD’de anlaşılması gerek. Şu aşamada, ABD’nin Fethullah Gülen’i iade edeceğini veya ülkesinde benzer bir operasyon yapılmasına izin vereceğini sanmıyorum. Ancak şöyle bir şey olabilir. Bu tip adamlar, Abdullah Öcalan gibi, oradan başka bir yere giderken ele geçirilebilir. Uçağa biner ve bindiği uçak beklemediği bir yere inebilir. Düşünün şimdi, uçağa bindiler. Uçak Paris yerine Riyad’a; Almanya veya Kenya yerine Türkiye’ye iner. Dünyada bu tip operasyonlar da yapılıyor. Türkiye bir hukuk devleti ve bu insanlar yargılanacak. Neticede 249 kişinin ölümüne sebep oldular. Türkiye bunu arkasını boş bırakmaz ve bırakmamalı. Çünkü Türkiye bu işi boşlarsa, bu adamlar cezasız kalır. Türkiye operasyon yapmaya elverişli ülkelerden başlayarak bu operasyonlarını sürdürmeli" diye konuştu.

‘BALKANLAR’DA CİDDİ BİR FETÖ ÖRGÜTLENMESİ VAR VE BU YAPI ORADA ABD TARAFINDAN KULLANILABİLİR’

FETÖ’nün Başkanlar açısından ciddi bir tehdit unsuru teşkil ettiğine işaret eden Pekin "Sadece Kosova’da değil Balkanlar genelinde FETÖ’nün halen çok ciddi bir yapılanması var. Bosna-Hersek’te, Kosova’da, Makedonya’da… Bu gibi çok çeşitli ülkelerde okulları,şirketleri hala faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin buna engel olması lazım. Yarın öbür gün Türkiye’nin başına gelenler, bu ülkelerin de başına gelebilir. Oralarda da darbe girişimi ve iç çatışmaları tetikleme gibi hamlelerde bulunabilirler. Çünkü bu örgüt, ABD tarafından kullanılan bir örgüt" dedi ve şöyle ekledi:

"Darbe olmasa bile iç çatışma çıkartabilirler. Çünkü ABD’nin kanatları altındalar. Amerika Birleşik Devletleri’nin Balkanlar’da yapmak istediklerini ona yaptırabilirler. ABD, Balkanlar’ın kendi kontrolü altına girmesini istiyor. Oralarda bunları yaptırabilir, kendine karşı örgütlenmeyi engellemek için bölgeyi birbirine düşürebilir. Nasıl İngiltere’yi AB’ye sokup, sonra da çıkarttıysa ve AB, Almanya’yla yürüyorsa; yarın öbür gün Balkanlar’da da farklı bir durum yaratabilir. Çünkü FETÖ bunlar için elverişli bir örgüt. Ve bütün egemen ülkelerin bu örgütten kurtulması lazım."

FETÖ ÖRGÜTÜ DOSYASI : FETÖ itirafçısı ‘mahrem’ yapılanmayı anlattı


FETÖ itirafçısı ‘mahrem’ yapılanmayı anlattı

İtirafçı Güner, polis yapılanması kodlamalarında istihbarat şubeye ”İngilzce” Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne ”Organik Kimya”, Terörle Mücadele Şubesine ” Türk Tarih” Özel Harekat şubesine ise ”Beden Eğitimi” kod adlarını verdiklerini söyledi.

Örgüt içerisinde asker kodlamalarını anlatan Güner, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ”Yeşil”, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ”Mavi” Deniz Komutanlığını ise ”Beyaz” olarak tanımadıklarını itiraf etti

Örgütün Emniyet yapılanmasında ”Mahrem” abi olarak görev yaptığını anlatan Güner, polis Akademisinden mezun olan ve ataması İzmir’e yapılan komiserleri Ankara’dan teslim alarak getirdiğini anlattı

Güner, emniyet yapılanması içerisinde bulunan evli polislerden her ay maaşlarından yüzde 5, nişanlı olanlardan yüzde 10, bekarlardan ise yüzde 15 himmet aldıkları da ifade etti.

Örgütün gizli haberleşme programı Byloock’un deşifre olasından sonra Eagle kullandıklarını söyleyen Güner,” Eagle’nin, Facebook, WhatsApp, Gmail ve İnstgram, görünümlü yaklaşık 7 versiyonu vardı. Facebook görünümlü Eagle programını Emniyet Hususilerinin, İnstgram görünümlüsünü Bölge hizmetlerindeki görevliler, Gmail görünümlüsünü ise örgütün diğer hususileri kullanıyordu”

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü FETÖ/PDY üyelerine yönelik yürüttüğü soruşturması kapsamında örgütün gizli haberleşme programı olan Byloock kullandığı için İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından gözaltına alınan ve KHK ile kapatılan Gediz Üniversitesinde Fakülte Sekreteri olarak görev yapan Eşref Şahabettin Güner, itirafçı olarak örgütün polis ve askeriye içerisindeki ”Mahrem” yapılanmasını anlattı.

Emniyet teşkilatında şifrleme

Eşref Şahabettin Güner, ifadesinde polis yapılanmasında her şubeye ayrı kod adı verdiklerini belirterek,” İstihbarat Şubeye ”İngilizce”, KOM Şubeye ” Organik Kimya”, Organize Şubeye ”Organik”, Terörle Mücadele Şubesine ” Türk Tarih”, Özel Harekat şubesine”Beden Eğitimi”, Çevik Kuvvet Şubesine ” İlk Yardım”, Asayiş Şubesine ”Ahlak”, Gevenlik Şubeye ”Milli Güvenlik”, Polis merkezlerine ” ETÜT Merkezi”, Eğitim şubeye ”Psikoloji”, Havalimanı Şubesine ” Hayat Bilgisi”, Trafik Şube Müdürlüğü’ne ”Trafik”, Dış ilçeler ” İnkılap Tarihi”, Koruma Şubeye ”Güvenlik”, Olay Yeri İnceleme Şubesine ”Coğrafya”, Kriminal Şubesine ise ”Biyoloji” kod adlarını kullandıklarını anlattı.

TSK’da renk ayrımı

Türk Silahlı Kuvvetlerindeki mahrem yapılanmayı da anlatan Güner, ”Kara Kuvvetleri Komutanlığı ”Yeşil”, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ”Mavi” Deniz Komutanlığını ise ”Beyaz” olarak tanımlanmıştı. Aramızdaki haberleşmede subaylara ”Üst sol” astsubaylara da Alt sol diyorduk. Uzman erbaşların genel adını ”Osman” olarak kullanıyorduk. Aramızdaki haberleşmede Polisleri de Fatih olarak kodlamıştık” dedi.

Komiserlere eğitim veriyordu

Örgütün Emniyet yapılanmasında ”Mahrem” abi olarak görev yaptığını anlatan Güner, Polis Akadmisinden mezun olan ve ataması İzmir’e yapılan komiserleri Ankara’dan teslim aldığını anlattı. Güner,” İzmir’e atanan komiser yardımcılarına mahrem evlerde eğitim veriyorduk. Evli polislerin her ay maaşlarından yüzde 5, nişanlı olanlardan yüzde 10, bekarlardan ise yüzde 15 himmet alıyordu. Bu himmetler örgütün bir Mahrem abisinin üzerine Bank Asya’daki olan hesapta toplanıyordu. Gelen talimatlara göre harcanıyordu” dedi.

Örgüt deşifre olunca şifreler değişti

Emniyet yapılanmasında olduğu gibi ordu içerisindeki yapılanmada benzer genel müdür, müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen gibi vasıflara denk gelen husisilerin mevcut olduğunu söyleyen Eyüp Şahabettin Güner,” Önce, albaylara”Sergözcü”, yardımcılarına ”Gözcü” eğitmenlere ise ”Kolcu” deniyordu. Örgüt deşifre olduğunu düşünerek, Sergözcü” yü Başhekim, ”Gözcü”yü doktor, ”Kolcu” yu da öğretmen olarak değiştirdi. Yine ordu yapılanmasında ”Okulcu” olarak adlandırılan bir bölüm vardı. Onu da ”Asistan” olarak yeniden şifreledi. ”Asistan” olarak görev yapan bu kişiler askeri okullardaki bütün öğrencilerin yaptığı bilgi notları veya fişlemelerin toplandığı kişilerdi. Asistan, askeri okuldan mezun olan öğrenciler hakkında okuduğu dönemde arşivlediği bilgileri, öğrencinin göreve başladığı ildeki yeni sorumlusuna zimmet ile teslim ederdi” dedi.

”Yüksek Lisans”

Bölgelerde bulunan askeri birliklerdeki sivil ve sözleşmeli personelleri, ”Yüksek Lisans” olarak kodlanmış birime bağlıydı.Bu birimler okullara değil de bölgelere bağlı olarak çalışırdı. Yani büyük ege bölgesinin yüksek lisansı veya Büyük Marmara bölgesinin yüksek lisansı gibi”

Seyahatlerde Demiryolu’nu kullanın

Örgüt, 17/25 Aralık’tan sonra talimat göndererek seyahatlerde Demiryolu’nun kullanılmasını isteğini ifade eden Güner, şunları söyledi.” Şu anda bile örgüt üyeleri seyahatlerini tespiti daha zor olduğu için demiryolları ile yapıyor. Yakın mesafeli seyahatlerini ise büyük otobüs firmaları yerine ilçe dolmuşlarını kullanıyor” dedi.

Güner, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı terör ve örgütlü suçlar bürosu savcısına terör örgütü FETÖ/PDY’nin Emniyet ve Silahlı kuvvetlerde çoğunluğunun ”Mahrem” abi olarak isimlerini verdiği, 17/25 Aralık’tan sonra yurtdışına kaçan FETÖ/PDY’nin sözde ege bölge imamı Bekiz Baz’ın da bulunduğu örgüt içerisinde gruplardan sorumlu 47’si değişik mesleklerde, 23 öğrenci, 29 öğretmen, 20 polis, 1 memur,1 asker, 2 işadamı, 1 emekli ile 1 esnafın bulunduğu 125 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.

Soruşturma kapsamında, bir kısmının 17/25 aralık ile 15 Temmuz’dan sonra yurt dışına kaçtığı, diğerlerinin ise yakalanarak haklarında adli işlem başlatıldığı öğrenildi.